• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     
Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra
  • {A} ordinal
  • {N} line, queue, linage, order, row, series, file, rank, sequence, turn, bench, alignment, arrangement, array, form, occasion, place, progression, range, settle, slot, spell, succession, tier, train
sıra
1. row; line; queue; file.
2. order, sequence.
3. turn: Sıra sende. It´s your turn.
4. the right time to ...: Şimdi denize girmenin tam sırası. Now´s just the right time for a dip in the sea. Şimdi sırası değil. This isn´t the right time.
5. point, moment, time: O sırada öğretmen geldi. At that point the teacher came in. Çiçekleri suladığım sırada telefon çaldı. The telephone rang while I was watering the flowers.
6. bench.
7. desk (in a school classroom).
8. (things) placed in a row: sıra ağaçlar trees planted in a row.
9. of all shapes and sizes: sıra portakalı oranges of all shapes and sizes.

sıradan ordinary; middling, mediocre, run-of-the-mill.

sırasında
1. at the right time, when the time is ripe.
2. in the course of, during: ders sırasında during the lesson.

sırasıyla
1. (doing something) at the right time.
2. sequentially, in sequence, in order, respectively: Bahriye ile Fahriye, sırasıyla altmış ve yetmiş yaşlarındadır. Bahriye and Fahriye are respectively sixty and seventy years old.

sırayla each in turn; one by one.

sırasını beklemek to wait one´s turn.

sıra dayağı beating given to each person in a group in turn.

sıra evler row houses, terrace. (adam/insan)

sırasına geçmek to be regarded as a decent person (when he is actually a complete scoundrel).

sırası gelmişken Now that the time seems ripe ...: Sırası gelmişken bunu yapalım. Let´s do this, now that the time seems ripe.

sırasına/

sırasını getirmek to find a suitable opportunity.

sırasına göre when it´s right or appropriate to do so: İnsan sırasına göre susmasını da bilmeli. A person should also know when he ought to keep quiet.

sıra gözetmek/kollamak to wait for a suitable moment.

sırasını kaybetmek (for a baby) to get out of its normal routine of feeding and sleeping.

sıraya koymak /ı/ to get (something) properly organized or arranged.

sırasına koymak /ı/ to regard (someone) as being in (a certain) category.

sıra malı
1. run-of-the-mill, middling, mediocre (things).
2. run-of-the-mill things.

sıra sayı sıfatı gram. ordinal number.

sıra sıra row upon row of: sıra sıra çamlar row upon row of pines.

sıra sütunlar arch. colonnade.
şıra
1. grape must, very slightly fermented grape juice.
2. slang filtered opium.
sıra * row; line; queue; file. * order, sequence. * turn: Sıra sende. It's your turn. * the right time to .... Şimdi sırası değil. This isn't the right time. * point, moment, time: O sırada öğretmen geldi. At that point the teacher came in. * bench. * desk (in a school classroom). * (things) placed in a row: sıra ağaçlar trees planted in a row. * of all shapes and sizes: sıra portakalı oranges of all shapes and sizes.
şıra * grape must, very slightly fermented grape juice.

Türkçe » Fransızca İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra rangée [la], file [la], ordre [le], rang [le], suite [la], banc [le], cordon [le], queue [la], gradin [le], ligne [la], (masa\koltuk) travée [la] -diği sırada alors que
şıra moût [le]

Türkçe » Almanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra
  • {N} Bank (F), Glied (N), Kehre (F), Kette (F), Ordnung (F), Reigen (M), Reihe (F), Stufenfolge (F), Zeile (F)
şıra
  • {N} Most (M)
sıra Anordnung [die], Bank [die], Flucht [die], Folge [die], Gelegenheit [die], Linie [die], Ordnung [die], Pult [das], Reihe [die], Schlange [die], Zeile [die]; Glied [das]
şıra Most [der]
sıra e Reihe; e Reihenfolge.

Türkçe » Rusça İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra
  • {A} порядковый, заурядный
  • {N} ряд (M), цепь (F), строй (M), шеренга (F), вереница (F), гряда (F), порядок (M), последовательность (F), очередь (F), очередность (F), заурядность (F), скамья (F), скамейка (F), лавка (F), парта (F), ярус (M)

Türkçe » İspanyolca İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra cola /f/; fila /f/; orden /m/; vez /f/, turno /m/

Türkçe » İtalyanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra banco, coda, fila, panca, serie, successione, turn
şıra mosto

Türkçe » Yunanca İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra σειρά, αράδα
Yunanca Sözlük'e katkılarından dolayı TÜM YAZILIM'a teşekkür ederiz.

Türkçe » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
sıra Bir çizgi üzerinde yan yana veya art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi * Bu biçimdeki toplulugun durumu * Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu * Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman * Üzerinde birkaç kişinin yer almasina yarar tahtadan oturacak yer * Dershane, meclis gibi yerlerde kullanilan ve oturup yazi yazacak biçimde yapilmiş olan mobilya * Düzen * Sira durumunda olan, sira oluşturan * Sira kelimesi ardi, arkasi, onu ve yani kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kurar ve ardindan, arkasindan, önünden, yanından, beraberinde, anlamlarında kullanılır
şıra Henüz mayalanmamış üzüm suyu * Bazı meyve ve sebzelerin özlerine verilen ad * Süzülmüş afyon

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
ŞİRA Satın alma, satın alınma.

Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)