sürekli değişmeler |
- {N} change: chops and changes
|
|
hücre metabolizmasında sürekli değişme |
|
|
kutuplarda sürekli donmuş toprak |
|
|
sürekli |
- {A} continuous, lasting, constant, steady, enduring, permanent, standing, abiding, assiduous, chronic, consistent, continual, durable, habitual, hourly, imprescriptible, incessant, invariable, perennial, perpetual, persistent, running, secular, settled, sustained, unabating, unceasing, unremitting
- {ADV} consistently, nonstop, everlastingly
|
|
sürekli ateş etmek |
|
|
sürekli biçimde |
|
|
sürekli boya |
|
|
sürekli değişen |
|
|
sürekli değişen manzara |
|
|
sürekli endişe |
|
|
sürekli iş |
|
|
sürekli iş değiştiren kimse |
|
|
sürekli karla kaplı alan |
|
|
sürekli kendinden söz eden |
|
|
sürekli kendinden söz eden kimse |
|
|
sürekli kontrol altında |
- {ADV} leading: in leading reins, leading: in leading strings
|
|
sürekli müşteri |
|
|
sürekli olarak |
- {ADV} continuously, continually, evermore, incessantly, invariably, on, ordinary: in ordinary
|
|
sürekli rahatsız eden |
|
|
sürekli şey |
|
|
|