gözle görülür |
- {A} visible, ocular, observable
|
|
gözle görülür biçimde |
- {ADV} evidently, ocularly
|
|
iyi niyetle yapılan şey hoş görülür |
- {ID} end: the end jutifies the means
|
|
iyi niyetli yalan hoş görülür |
- {ID} end: the end jutifies the means
|
|
uygun görülür |
|
|
elle tutulur, gözle görülür |
tangible, real, genuine |
|
gözle görülür |
substantial, noticable |
|
elle tutulur, gözle görülür |
* tangible, real, genuine. |
|
gözle görülür biçimde |
visually |
|
kolaylıkla görülür |
apparent |
|
gözle görülür hale getirmek |
bare |
|
gözle görülür |
visible, ocular, observable |
adj. |
gözle görülür biçimde |
evidently, ocularly |
adv. |
iyi niyetle yapılan şey hoş görülür |
the end jutifies the means |
|
iyi niyetli yalan hoş görülür |
the end jutifies the means |
|
uygun görülür |
approvable |
adj. |