• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Türkçe » İngilizce Yukarı
kapı
  • {N} door, gate, portal, entrance, gateway, entry, hatchway, opening
kapı
1. door.
2. gate.
3. possibility.
4. formerly government office.
5. place of work.
6. backgammon a point.

kapısında in the household of.

kapısı açık hospitable.

kapı açmak /dan/ to mention, bring up.

kapıyı açmak
1. to begin.
2. to be the first, break the ice.
3. /dan/ to bring up (a topic) which will lead to the main point.

kapı ağası the chief white eunuch in the sultan´s palace.

kapı almak/yapmak backgammon to get two men on a point, block a point.

kapı aralığı slang bastard.

kapısını aşındırmak /ın/ to visit (someone) often.

kapı baca açık unprotected (place).

kapı bir komşu next-door neighbor.

kapıyı büyük açmak
1. to embark on an expensive undertaking.
2. to spend money prodigally.

kapısında büyümek /ın/ to grow up in the household of.

kapısını çalmak /ın/
1. to knock at (someone´s) door.
2. to resort to, seek help from.

kapıyı çekmek to shut the door.

kapı çerçevesi door frame.

kapıya dayanmak to heave into sight, be pounding at the door, be upon one.

kapı dışarı etmek /ı/ to show (someone) the door, throw (someone, an animal) out.

kapı duvar olmak for no one to answer the door (after repeated knocking).

kapı gibi strapping.

kapının ipini çekmek to call on (so many) people.

kapı kadar huge, enormous.

kapıdan kapıya door-to-door.

kapı kapı dolaşmak
1. to visit many people.
2. to go from office to office (trying to get one´s business done).

kapısına kilit vurmak /ın/
1. to lock up (a place).
2. to close down (a business).

kapı kolu door handle.

kapı komşu next-door neighbor.

kapıdan kovsan/kovulsa bacadan düşer/girer. colloq. He is shamelessly persistent.

kapı kuzusu/yavrusu wicket (in a large door or gate).

kapı mandalı
1. door latch.
2. person whom no one considers important.

kapı numarası street number (of a house).

kapısı olmak /ın/ to require (so much money): Bu, on liranın kapısıdır. This will cost you ten liras.

kapı tokmağı knocker, door knocker.

kapıyı vurmak to knock at the door.

kapı yapmak
1. /a/ to lead up to (a subject or request) gently.
2. to visit (a specified number of) homes.
3. backgammon to block a point.

kapısını yapmak /ın/ to lead up to (a subject or request) gently.

kapı zinciri door chain.
kapı * door. * gate. * possibility. eski * government office. * place of work. tavla * a point.
kapı door
kapı door

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
açık kapı
  • {N} loophole
akordeon kapı
  • {N} accordion door
alın (kapı, pencere)
  • {N} tympan
alın (kapı vb.)
  • {N} tympanum
ana kapı
  • {N} oak
arka kapı
  • {N} back door, postern door, postern, postern gate
bakmak (kapı, telefon)
  • {V} answer
büyük kapı
  • {N} portal
çalmadık kapı bırakmamak
  • {ID} move heaven and earth
çalmak (kapı)
  • {V} rap
demir kapı çamurluğu
  • {N} scraper
kapak şeklinde kapı
  • {N} trap door
1 No.lu kapı nerede?
  • {PHR} gate: Where is gate 1?
döner kapı
  • {N} door: revolving door
kanatlı kapı
  • {N} door: folding doors, door: swing door
Kapı kırılmış.
  • {PHR} door: The door is broken.
kapı anahtarı
  • {N} latchkey
kapı aralığı
  • {N} doorway
kapı bantı
  • {N} weather strip
kapı çalınması
  • {N} rap