ride astride |
- {V} bacaklarını ayırarak ata binmek
|
|
ride atilt at smb. |
|
|
ride the beam |
- {V} radyo sinyallerine göre uçmak
|
|
hop-o'-my-thumb |
{,hɒpəmaı'ɵʌm}
|
|
joy ride |
{'dʒɔı,raıd}
- {N} zevk için araba sürme, araba ile gezme
|
|
thumb a lift |
|
|
miller's thumb |
|
|
park-and-ride system |
- {N} arabayı parkedip yola trenle devam etme
|
|
ride pillion |
- {V} terkiye binmek, terkide gitmek
|
|
ride |
{raıd}
- {N} binme, gezinti, dolaşma, gezinti yolu
- {V} binmek (at veya bisiklet), arabayla gezmek, arabaya binmek (sürmeden), süzülmek, kayar gibi görünmek (ay, bulut vb), yüzmek, havada kalmak, karara bağlanmamış olmak, sürüklenmek, üst üste binmek, taşımak (omuzunda vb), kullanmak, geçmek (yol), gırgıra almak, binmek, sataşmak, kafa bulmak
|
|
give a ride |
- {V} arabayla götürmek, gezdirmek (araba, bisiklet vb)
|
|
go for a ride |
- {V} gezintiye çıkmak, gezmeye gitmek, dolaşmaya çıkmak, gezinti yapmak, atla gezintiye çıkmak
|
|
let it ride |
- {V} kafaya takmamak, kendi haline bırakmak, oluruna bırakmak
|
|
let smth. ride |
- {V} kafaya takmamak, kendi haline bırakmak, oluruna bırakmak
|
|
take a ride |
- {V} gezmeye gitmek, dolaşmaya çıkmak, atla gezintiye çıkmak
|
|
take for a ride |
- {ID} öldürüp atmak, götürüp öldürmek, aldatmak, kazıklamak
|
|
Would you please arrange the ride for me? |
- {PHR} gezi: Benim için bir gezi ayarlar mısınız?
|
|
ride a bicycle |
- {V} bisiklet: bisiklete binmek
|
|
ride a horse |
|
|
ride down |
- {V} atla yetişip yakalamak, atla çiğnemek
|
|
|