Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
AB-I CİĞER |
Ciğer suyu. * Göz yaşı. |
|
BÎ-CİĞER |
f. Korkak, ciğersiz, yüreksiz. |
|
CİĞER |
f. Ciğer. Bağır. * Keder, sıkıntı, elem. * Avaz. |
|
CİĞER-DÂR |
f. Yürekli, ciğerli, cesâretli. |
|
CİĞER-DER |
f. Ciğer söken, ciğer parçalıyan. |
|
CİĞER-DÛZ |
f. Ciğeri delip geçen. |
|
CİĞER-FÜRÛŞ |
f. Ciğerci, ciğer satan. |
|
CİĞER-HÛN |
f. Ciğeri kanlı. Çok acıklı. |
|
CİĞER-PÂRE |
f. Sevgili yavru, evlâd. |
|
CİĞER-SÛZ |
f. Çok acı. Ciğer yakar derecesindeki teessür. |
|
CİĞER-ŞÜKÂF |
f. Ciğer parçalayan. Çok acı veren. |
|
ÇAR-GUŞE |
f. Dört köşe. Dört taraf. Dört yön. |
|
GUŞE |
f. Köşe, kenar, bucak. |
|
GUŞE-BEND |
f. Köşebent. * Ciltli kitaplarda kapağın dört köşesine yapılan süsleme. |
|
GUŞE-GÎR |
f. Bir köşeye çekilen. |
|
GUŞE-İ DEHAN |
Ağzın iki tarafı. |
|
GUŞE-İ UZLET |
Tenha ve ıssız köşe. |
|
GUŞE-NİŞİN |
f. Köşeye çekilen, münzevi, insanlardan uzaklaşan. |
|
HEM-GUŞE |
f. Komşu. |
|
LAHT-I CİĞER |
Ciğerden kopma. |
|
|
|