• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
NAKŞ-BEND f. Kumaşların nakışlarını bağlayarak ipek tellerle tezgâhı hazırlayan. Nakış işleyen. * Ressam.

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
BEND f. Bağlanan. Bağlanmış. * Bağ. Boğum. Mafsal. * Su bendi. Baraj. * Gam. Gussa. * Mekir. * Hile. * Mülâhaza. Fıkra. Madde. * Aldatmak.* Birisini emri altına almak, bendetmek. * Edb: Baştan sona kadar aynı vezinli bir çok parçalardan meydana gelen ve kısım kısım gazel tarzında kafiyeleri değişen manzûmelerin her bir parçası. (Bak: Terkib-i bend)
BEND-İ ÂHENİN Demir bağ. Demirden mânia.
BEND-RÛG f. Tarla ve bostan kenarlarına suyun akıntısını kesip havuz gibi birikmesi için yapılan setli çukur.
BER-BEND f. Ufak çocuğu annesinin sırtına bağlamağa yarıyan göğüs kuşağı.
DER-BEND f. Dağda ve tepede zahmetlerle geçilen yer, dar geçit, boğaz. Hudut. Kale. * Anahtarsız kapı.
DERYA-BEND f. Liman. * Tersane.
DİL-BEND f. Gönül bağlıyan, seven.
END-BEND f. Utanmış, mahcub. * Boğum boğum, kısım kısım, parça parça.
GERDEN-BEND f. Boyuna bağlanan nesne, boyun bağı. * Gerdanlık.
GÎSU-BEND f. Saç örgüsü, saç bağı. * Altundan yapılmış kadın tarağı.
GİRİH-BEND f. Bağcı, düğümcü. * Uçkur.
GUŞE-BEND f. Köşebent. * Ciltli kitaplarda kapağın dört köşesine yapılan süsleme.
KAL'A-BEND f. Bir kale içinde yaşamağa mahkûm olmuş olan. Kal'aya bağlanmış.
KÂSE-BEND f. Çatlamış, kırılmış. * Kâse gibi şeyleri tamir eden kimse.
MUY-BEND f. Saç bağı.
NAHL-BEND f. Ağaçları budayıp tanzim eden kişi. * Balmumundan taklid süs ağacı yapan, balmumcu.
NAKL-BEND f. Hikâyeci. Masal uyduran.
NAKS Eksiklik, noksan, kusur. * Azaltma, eksiltme. (Bak: Nâkıs)
NAKS Nakletmek. * İfsad etmek, bozmak. * Evmek. Acele etmek. * Kimseye lâkap takmak. * Ayıplamak. * Kilise çanını çalmak. Çan çalmak, çana vurmak.
NAKŞ Bir şeyi çeşitli renklerle boyamak. * Resim. * Tezyin etmek. * Bedene batmış dikeni çıkarmak. * Bir şeyin esasını araştırmak. * Yaymak. * Suda ıslanmış hurma. * İpekle, sırma ile işleme. * Mc: Hile.