Osmanlıca » Türkçe |
Yukarı |
SALİHA |
Safi gümüş. * İyi, sâlih kimse. |
|
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
A'MÂL-İ SÂLİHA |
Allah'ın rızasına uygun, iyi ve hayırlı işler.( $) Kur'an: Sâlihatı mutlak, mübhem bırakıyor... Çünki ahlâk ve
faziletler, hüsn ve hayr çoğu nisbîdirler... Nev'den nev'e geçtikçe değişir... Sınıftan sınıfa nâzil oldukça
ayrılır... Mahalden mahale tebdil-i mekân ettikçe başkalaşır. Cihet muhtelif olsa, muhtelif olur. Fertten
cemaate, şahıstan millete çıktıkça mahiyeti değişir.Meselâ: Cesaret, sehavet; erkekte: gayret, hamiyet,
muavenete sebeptir.Karıda: Nüşuze, vekahete, zevc hakkına tecavüze sebep olabilir... Meselâ: Zaifin
kaviye karşı izzet-i nefsi, kavide tekebbür olur. Kavinin zaife karşı tevazuu zaifte tezellül olur. Meselâ: Bir
ulü-l emir, makamındaki ciddiyeti vekar; mahviyeti zillettir. Hânesinde ciddiyeti kibir; mahviyeti
tevazudur.Meselâ: Tertib-i mukaddematta tefviz, tembelliktir... Terettüb-ü neticede, tevekküldür... Semere-i
sa'yine, kısmetine rıza kanaattır. Meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dun-himmetliktir.Meselâ: Ferd
mütekellim-i vahde olsa müsamahası, fedakârlığı, amel-i sâlihtir... Mütekellim-i maal-gayr olsa, hıyanet
olur...Meselâ: Bir şahıs, kendi namına hazm-ı nefs eder, tefahur edemez. Millet nâmına tefâhur eder, hazm-ı
nefs edemez... Herbirinde birer misâl gördün, istinbat et.Madem ki, Kur'an bütün tabakata bütün a'sarda,
kâffe-i ahvâlde şâmil bir hitab-ı ezelîdir. Hem nisbî hüsn, hayr çoktur... Sâlihattaki ıtlakı, beliğane bir icaz-ı
mutnebdir. Beyanda sükutu, geniş bir sözdür. Sünuhat) |
|
|
|