wake |
{weık}
- {N} sabahlama, ölüyü bekleme, yıllık tatil, dümen suyu, gemi izi, dümen rüzgârı, rüzgâr çıkması
- {V} uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak
|
|
bring smth. in its wake |
- {ID} beraberinde getirmek, peşisıra getirmek
|
|
Could you wake me for the meal, please? |
- {PHR} uyandırmak: Yemek için beni uyandırır mısınız, lütfen?
|
|
follow in smb.'s wake |
- {ID} izinden gitmek, izlemek, takip etmek, yolunda olmak, dümen suyundan gitmek
|
|
in the wake of |
- {ADV} ardında, izinde, yolunda
|
|
Would you please wake me at 8 a.m.? |
- {PHR} uyandırmak: Beni saat 8'de uyandırır mısınız?
|
|
wake to |
- {V} anlamak, görmek, farkına varmak, idrak etmek
|
|
wake up |
- {V} uyanmak, canlanmak, uyandırmak
|
|
wake up early |
|
|
in the wake of |
1. -in ardında, -in peşinde. 2. -in ardından, -den sonra; ... sonucunda. |
|
wake |
f. (-d veya woke, woken) uyanmak; uyanık kalmak; canlanmak, yeni hayat bulmak; uyandırmak; ikaz etmek; canlandırmak, ihya etmek; leh. ölünün başında beklemek, sabahlamak. |
|
wake |
i. geceleri ölüyü bekleme; ölüyü beklerken verilen ziyafet; dini merasim için sabahlama. |
|
wake |
i. dümen suyu, geminin izi. in the wake of yakından izleyen; (bir şeyin) sonucu olarak; peşinden. |
|
wake |
i. dümen suyu. |
|
wake |
f. (woke/
waked,
waked/wok.en) 1. (up) uyanmak. 2. (up) -i uyandırmak. 3. canlandırmak: wake painful memories acı anıları canlandırmak. |
|
wake up |
1. uyanmak. |
|
wake-robin |
i. danaayağı, bot. Arum maculatum. |
|
in the wake of |
* -in ardında, -in peşinde.
* -in ardından, - den sonra; ... sonucunda. |
|
wake |
wake
weyk
Fiil [D] woke/waked, waked/woken
* {(up)} uyanmak.
* {(up)} -i uyandırmak.
* canlandırmak:
wake painful memories
acı anıları canlandırmak. |
|
wake |
wake
weyk
İsim
* dümen suyu. |
|