akrobatların taktıkları çok uzun ayaklar |
|
|
Allah uzun ömür versin! |
|
|
bacakları uzun |
|
|
uzun saplı balta |
|
|
uzun süre beklemek |
- {V} wait: have a long wait
|
|
birkaç kuşağı anlatan uzun roman |
|
|
bir kısa bir uzun hece ölçüsü |
|
|
bir kısa bir uzun hece ölçüsünde |
|
|
bir uzun üç kısa heceli vezin |
|
|
bir uzun ve bir kısa heceli ölçü |
|
|
ceket (uzun) |
|
|
çok uzun |
|
|
çok uzun kalmak |
|
|
çok uzun zaman |
- {ID} Sunday: a month of Sundays
- {N} aeon, eon
|
|
daha uzun dayanmak |
|
|
daha uzun menzilli olmak |
|
|
daha uzun ömürlü olmak |
|
|
daha uzun yaşama |
|
|
daha uzun yaşamak |
- {V} outlive, outlast, survive
|
|
dar ve uzun yaka kürkü |
|
|