DANE |
f. Tohum, çekirdek. * Kurşun, gülle, tâne. |
|
DANE |
(Diyn. den) "İtaat etti. İtaatli oldu, boyun eğdi, aziz oldu" mânasında fiil. |
|
DURR |
Zayıflık. Hâli yaramaz olmak. |
|
DÜR-DANE |
f. İnci tanesi. * Mc: Çok güzel ve sevimli çocuk. |
|
DÜRR |
(Dürdâne, dürre) f. İnci. İnci tanesi. |
|
DÜRR-EFŞAN |
f. İnci serpen. Söylediği sözler inci olan ağız. |
|
DÜRR-İ CÂN |
f. Canın incisi. Çok sevgili. |
|
DÜRR-İ DIRAHŞÂN |
Parlak inci. |
|
DÜRR-İ MEKNUN |
Mahfazalı parlak inci. |
|
DÜRR-İ MİSÂL |
f. Misâlin incisi. İnci misâlinde, misâlin parlağı. |
|
DÜRR-İ NÂB |
Beyaz, parlak inci. |
|
DÜRR-İ ŞİRAB |
İri, büyükçe inci. |
|
DÜRR-İ YEGÂNE |
Eşi ve benzeri bulunmayan tek inci. |
|
DÜRR-İ YEKTA |
f. Benzeri olmayan, tek inci. * Mc: Hz. Peygamber (A.S.M.) |
|
DÜRR-İ YETİM |
f. Sadef içinde tek olan inci. * Mc: Hz. Peygamber Muhammed (A.S.M.) |
|
HALKA-İ DÜRR |
İnci dizisi. |
|
HEFT-DANE |
Aşure adı verilen bir cins tatlıyı yapmakta kullanılan yedi çeşit tahıl. |
|
SA'DANE |
(C.: Sâdân) Develerin yediği dikenli ot. * Devenin göğsü. * Tırnak dibinin siniri. * Terâzi kefesinin iplerinin
altındaki düğme. * Kadın memesinin etrafı. |
|