Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
DÜLUK-UŞ ŞEMS |
Güneşin batışı. |
|
GURUB-U ŞEMS |
Güneşin batması. |
|
ISFİRAR-I ŞEMS |
Güneşin sararmış gibi görünüşü. |
|
KURS-U ŞEMS |
Güneş yuvarlağı. |
|
LEMEAT-I ŞEMS |
Güneşin parıltıları. |
|
MİN-EŞ ŞEMS |
Güneşten. |
|
ŞEMS-ABAD |
f. Güneşi bol yer. Günlük güneşlik yer. |
|
ŞEMS-İ EZELÎ |
Vâcib-ül-vücud ve ebediyyen var olan, her şeyi nurlandıran Allah (C.C.) hakkında teşbihen söylenen bir
tabirdir. |
|
ŞEMS-İ HİDAYET |
Hidayet güneşi. Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bir ismi. |
|
ŞEMS-PARE |
f. Güneş parçası. * Mc: Çok parlak. |
|
ŞEMS-ÜŞ ŞÜMUS |
Güneşlerin güneşi. En büyük güneş. Çok seyyarelerin, etrafında döndüğü en büyük bir yıldız.(...Hem şemse,
kendi mihveri üstünde câzibe denilen mânevi ipleri yumak yaptırmak için dolap ve çıkrık hükmünde olan
güneşi, bir Kadir-i Zülcelâl'in emriyle döndürüp, o seyyârâtı o mânevi iplerle bağlayıp tanzim etmek ve güneşi
bütün seyyaratı ile sâniyede beş saatlik bir mesafeyi kestirecek kadar bir sür'atle, bir tahmine göre Herkül
Burcu tarafına veya Şemsüş-Şümus cânibine sevketmek, elbette ezel ve ebed Sultanı olan Zât-ı Zülcelâl'in
kudretiyle ve emriyledir. S.) |
|
ZAV'-UŞ ŞEMS |
Güneş ışığı. |
|
|
|