• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Türkçe » Türkçe Yukarı
düşmek Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukaridan aşagiya inmek * Durdugu, bulundugu, tutundugu yerden ayrilarak veya dayanagini, dengesini yitirerek yukaridan aşagiya inmek * Yere devrilmek, yere serilmek * Hava taşitlari kaza sonucu hizla yere inerek çarpmak * Vücuda bol gelen giysi aşagi kaymak * Yagmak * Vurmak, degmek, rastlamak * Vakti gelmeden (ölü) doğmak * Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak * Çıkarmak, eksiltmek * Bir zorunluk sebebiyle bulundugu yerden ayrilmak, gitmek * Aşiri ilgi veya sevgi göstermek * Ugramak, kapilmak * Yakişmak, uygun gelmek * Yakişik almak * Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak * Bulunmak * Biriyle yaşamak, çalışmak, birlikte olmak durumunda kalmak * Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak * Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak * Iş başindan uzaklaşmak * Hizi, gücü, degeri azalmak * (Isi ve basinç için) Eksilmek, azalmak * Düşkünleşmek * Bir yere ansizin gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek * Belirli zamana rastlamak * Firsat çikmak * Olmak, olumsuz bir duruma girmek * Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak * Bazi deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarinda kullanilir: önüne, peşine arkasina düşmek * Bayagilaşmak * Alişmak, müptela olmak