• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
bar Dinle! {bɑ:r}
  • {N} demir çubuk, avukatlık, parmaklık, avukatlar, sürgü, bariyer, engel, kalıp, çizgi, ışın, bar, meyhane, baro, yargı, levrek
  • {PREP} hariç, başka: -den başka, saymazsak
  • {V} sürgülemek, hapsetmek, parmaklıkla çevirmek, parmaklık takmak, önünü kesmek, engellemek, menetmek, yasaklamak, katmamak, saymamak, hoşlanmamak, çizgi yapmak
bar i. çubuk, sırık, kol, kol demiri; mania, engel; bir nehir ağzında veya kıyıya paralel olan uzun kum ve cakıl seti; avukatlık mesleği, baro; mahkemede dinleyicileri hakim, jüri ve avukatlardan ayıran parmaklık; mahkemede sanık kürsüsü; içki satılan veya içilen yer, bar, meyhane, (huk). meni muhakeme; (müz). ölçü çizgisi; hane armada birbirine paralel iki serit. bar line (müz). öIçü çizgisi. bar of soap sabun kalıbı. admit to the bar baroya kabul etmek. behind bars hapiste, mahpus.
bar f. kol demiri ile kapamak, sürgülemek; parmaklığln arkasında tutmak; mani olmak, önlemek; hariç tutmak, dahil etmemek; kumaş üzerine çizgi veya yollar yapmak.
bar i. (fiz). bar, basınç öIçü birimi.
bar (edat) maada, -den baska bar none istisnasız, ayrıksız.

Türkçe » İngilizce Yukarı
bar
  • {N} bar, pub, cafe, alehouse, tavern, dram-shop, gin mill, grogshop, public house, saloon, shebang, tap, taproom
bar
  • {N} public
Brit.
bar
  • {N} shebeen
İrl.
bar
1. bar, counter from which alcoholic drinks are served.
2. bar, room with a bar from which alcoholic drinks are sold.
bar a folk dance peculiar to Erzurum.