about-face |
{ə'baʋt,feıs}
- {N} geriye dönüş, yüz seksen derece dönme
|
|
avert one's face |
|
|
bang in the face |
- {ADV} tam yüzüne, suratının ortasına
|
|
black in the face |
- {A} yüzü mosmor olmuş, sinirinden morarmış
|
|
bold-face |
- {A} koyu renk yazılmış, siyah harflerle yazılmış
|
|
clock-face |
{'klɒkfeıs}
|
|
color of the face |
|
|
face |
{feıs}
- {N} ön, yüz, çehre, surat, sima, hal, tavır, eda, yüz ifadesi, görünüş, şekil, biçim, yüzey, üst taraf, cephe, önyüz, resimli taraf, kadran, onur, itibar
- {V} bakmak, göğüs germek, karşı olmak, yönelmek, dönmek, yüzünü dönmek, yüz yüze gelmek, kaplamak, karşı karşıya gelmek, karşı koymak, karşı çıkmak, göze almak, katlanmak
|
|
doll's face |
- {N} güzel ama kafasız kız
|
|
have the face to |
- {ID} yüzü olmak, cüret etmek
|
|
in the face of |
|
|
keep a straight face |
- {ID} ciddi durmak, ciddi kalmak
|
|
lose face |
- {ID} bozulmak, bozum olmak, rezil olmak, mahçup olmak, yüzü kalmamak
|
|
make a face |
|
|
make face |
- {V} surat asmak, surat etmek, somurtmak
|
|
making face |
- {N} surat asma, surat etme
|
|
on the face of it |
|
|
to one's face |
- {ADV} yüzüne, yüzüne karşı
|
|
face about |
- {V} ters yöne dönmek, geriye dönmek
|
|
face card |
{'feıskɑ:rd}
|
|
|