• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
bucket Dinle! {'bʌkıt}
  • {N} kova, tulumba pistonu
  • {V} kovayla taşımak, dörtnala koşturmak, bardaktan boşanırcasına yağmak
bucket f. kova ile taşlmak veya çekmek; dörtnala at koşturmak; borsa hisseleri üzerinden vurgun yapmak; süratle hareket etmek veya ettirmek.
bucket i.

f. kova, gerdel; tulumba pistonu. bucket seat çanak biçiminde koltuk. bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan; meyhane gibi yer. kick the bucket (argo) nalları dikmek, ölmek bucketful

i. bir kova dolusu.
bucket i. kova.
bucket kova

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
I would like a building bucket.
  • {PHR} kova: Oyuncak yapı kovası rica ediyorum.
kick the bucket
  • {ID} nalları dikmek, ölmek
bucket shop
  • {N} borsa hisselerinden vurgun yapan salaş yer
a drop in a bucket k. dili devede kulak.
kick the bucket argo nalları dikmek, mortoyu çekmek, ölmek.
a drop in a bucket * devede kulak.
kick the bucket slang * nalları dikmek, mortoyu çekmek, ölmek.
bucket down bardaktan boşanırcasına yağ
bucket seat açılır kapanır koltuk
bucket shop hisse senetleri işemleri yapan yer
wine bucket şarap soğutma kovası
bucket chain dredger kovalı tarak
bucket conveyor kovalı konveyör
bucket dredger kovalı tarak makinesi
bucket elevator kepçeli elevatör
bucket excavator kepçeli ekskavatör
bucket ladder excavator kepçeli tarak ekskavatörü
bucket seat çanak koltuk
bucket wheel excavator küreme tekerli ekskavatör
chain and bucket kovalı zincir