crisp |
{krısp}
- {A} gevrek, çıtır çıtır, kırışık, kıtır kıtır, kıvırcık, taze, gıcır gıcır, canlı, zindeleştiren
- {V} gevrekleştirmek, kıvırmak, dalgalandırmak, gevrekleşmek, kıvrılmak
|
|
|
crisp |
s.
f. gevrek; kesin, kati; uyanık; temiz, bakımlı, düzenli; serin canlandırıcı (hava); kırışık, buruşuk, kıvırcık;
f. gevremek, gevretmek; kısmen yakmak. burned to a crisp yanıp kül olmuş. crispy
s. kıvırcık: gevrek. |
|
crisp |
s. 1. gevrek. 2. taptaze ve sulu (meyve/sebze). 3. kuru ve soğuk (hava). 4. çabuk ve kendinden emin.
i. İng. (bir parça) cips.
f. gevrekleşmek, gevremek; gevretmek. |
|
crisp |
crisp
krîsp
Sıfat
* gevrek.
* taptaze ve sulu (meyve, sebze).
* kuru ve soğuk (hava).
* çabuk ve kendinden emin.
Fiil
* gevrekleşmek, gevremek; gevretmek. |
|
crisp |
gevrek; kesin, kati; uyanık; temiz, bakımlı, düzen |
|
|