• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
keep Dinle! {ki:p}
  • {N} iç kale, kale, geçim, yiyecek, bakım, himaye
  • {V} tutmak, bulundurmak, sağlamak, korumak, temelli almak, sürdürmek, devam ettirmek, alıkoymak, bakmak, gözkulak olmak, işletmek, uymak, kalmak, durmak, kutlamak
keep f. (kept)
1. tutmak:.It´ll keep you warm. Seni sıcak tutar. She keeps a diary. Günlük tutuyor. He keeps the books. Defter tutuyor.
2. tutmak, saklamak.
3. (dükkân) sahibi olmak, işletmek.
4. (hayvan) beslemek.
keep i.
1. geçim.
2. himaye.
3. içkale.
keep f. (kept) tutmak, saklamak, hıfzetmek, elde tutmak, muhafaza etmek; yedirip içirmek, ücretle maiyetinde tutmak; metres olarak tutmak; sahibi olmak, işletmek (dükkân); beslemek; idame etmek, sürdürmek, devam ettirmek; himaye etmek; kalmak, durmak, mevkiini muhafaza etmek; surüp gitmek, devam etmek. keep away uzak durmak; uzak tutmak. keep company yalnız bırakmamak, refakat etmek; with (ile) arkadaşlık etmek; geri kalmamak. keep dark saklamak, sır vermemek. keep down, keep under baş kaldırtmamak; yükselmesine müsaade etmemek. keep early (veya good) hours eve erken dönmek, erken yatmak. keep going devam etmek; ilerlemek; devam ettirmek. keep house ev idare etmek. keep in içeride kalmak; içeride alıkoymak, saklamak. keep in mind akılda tutmak, unutmamak . keep in with teveccühünü muhafaza etmek, dost kalmak. keep on devam etmek. keep off yaklaştırmamak, uzak tutmak; uzak kalmak keep ones balance kendine hâkim olmak, dengesini kaybetmemek. keep ones counsel slr saklamak. keep open house her misafire kapısını açıktutmak. keep out dışında kalmak. Keep out! Girilmez Yaklaşma ! keep silence susmak. keep step ayak uydurmak. keep the ball rolling iyi bir işi devam ettirmek. keep time tempo tutmak. keep the peace huk. sulhu bozmamak. keep touch with munasebeti devam ettirmek, devamlı ilişkisi olmak keep track of takip etmek izlemek. keep up with geri kalmamak. keep watch bekçilik etmek, nöbet beklemek, gözetlemek. keep ones word sözünün eri olmak, sözünden dönmemek.
keep i. geçim; himaye; kale; kale zindanı. for keeps her zaman için, temelli olarak, sonuna kadar. He earns his keep Geçimini sağlıyor. Hes not worth his keep Masrafına değmez.