• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
mess Dinle! {mes}
  • {A} karmakarışık
  • {N} çorba, karışıklık, karmakarışıklık, manga, pislik, karışık şey, karışık yemek, asker sofrası, sofra arkadaşları
  • {V} karıştırmak, bozmak, kirletmek, pisletmek, asker sofrasında yemek yemek
mess i. karışıklık, düzensizlik, bozukluk; karışık şey; karışık durum, müşkül veya utandırıcı durum; tatsız yemek; çorba veya lapaya benzer yemek; daima aynı sofrada yemek yiyen kimseler, sofra arkadaşları; böyle arkadaşlarla yenen yemek. mess hall aynı kişilerin devamlı olarak yemek yedikleri yer. mess kit askerlerin kullandığı küçük sefertası. messmate

i. sofra arkadaşı messy

s. karmakarışık, intizamsız; kirli, pasaklı.
mess f. karmakarışık etmek; bozmak, kirletmek. mess around with (argo) uğraşmak, ilgilenmek. mess up yüzüne gözüne bulaştırmak; kirletmek, bozmak; karışmak.
mess i.
1. karışıklık, düzensizlik, dağınıklık.
2. karışık durum, güç/utandırıcı durum.
3. pislik, kirlilik.
4. ask. yemekhane.

f.
1. with (birinin işine) müdahale etmek, karışmak.
2. with (biriyle) alay etmek.
3. with (bir şeyle) oynamak.
4. up işi/işleri berbat etmek.
5. ask. yemek yemek.
mess mess mes İsim * karışıklık, düzensizlik, dağınıklık. * karışık durum, güç veya utandırıcı durum. * pislik, kirlilik. Fiil * yüzüne gözüne bulaştırmak, berbat etmek. * kirletmek, bozmak. * altüst etmek.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
we are in the deuce of a mess
  • {PHR} ayıkla pirincin taşını
a dickens of a mess
  • {N} karmakarışıklık
get into mess
  • {ID} pisliğe bulaşmak, üstünü kirletmek, başını belâya sokmak
here is a pretty mess
  • {PHR} ayıkla pirincin taşını
make a mess
  • {V} ortalığı birbirine katmak
make a mess of
  • {V} berbet etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak, pisletmek
Oh dear, what a mess!
  • {INTRJ} dağınıklık: Aman Tanrım, bu ne dağınıklık!
mess about
  • {V} oynayıp durmak, sinek avlamak
mess around
  • {V} oyalanmak
mess around with
  • {V} uğraşmak
mess-deck {'mes,dek}
  • {N} manga
mess hall {'meshɔ:l}
  • {N} yemekhane
mess kit
  • {N} sefertası
mess smth. about
  • {ID} karıştırmak, oynamak
mess things up
  • {ID} berbat etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak
mess tin {'mestın}
  • {N} aş kabı, karavana
mess up
  • {V} berbat etmek, yüzüne gözüne bulaştırmak, karıştırmak
mess with
  • {ID} uğraşmak, bulaşmak
a mess of bir yemeklik (yeşillik).
make a mess of
1. (bir yeri) dağıtmak.
2. -i berbat etmek.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
aman tanrım bu ne dağınıklık (mess: oh dear) Oh dear what a mess interj.