have a wide acquaintance with |
- {V} bilmek: çok iyi bilmek, derin bilgiye sahip olmak
|
|
give a wide berth to |
- {ID} uzak durmak, yanına sokulmamak
|
|
broke to the wide |
|
|
country-wide |
|
|
far and wide |
- {ADV} her tarafta, yurdun dört köşesinde
|
|
industrial nation |
|
|
nation |
{'neıʃən}
|
|
wide |
{waıd}
- {A} geniş, enli, büyük, kapsamlı, engin, yaygın, ferah, bol, ardına kadar açık
- {ADV} iyice, tamamen, alabildiğine, ardına kadar, adamakıllı
|
|
becoming wide |
|
|
These are too wide. |
- {PHR} geniş: Bunlar çok geniş.
|
|
wide-angle |
|
|
wide apart |
- {A} ayrık
- {ADV} birbirinden uzakta
|
|
wide awake |
{,waıdə'weık}
- {A} cin gibi, açıkgöz, tamamen uyanık, uyanık, kurnaz
|
|
wide difference |
|
|
wide-eyed |
{,waıd'aıd}
- {A} gözleri faltaşı gibi açılmış, şaşkın, masum
|
|
wide knowledge |
|
|
wide off the mark |
|
|
wide-open |
{,waıd'əʋpən}
- {A} sonuna kadar açık, ardına kadar açık, açık, kanunları gevşek, hoşgörülü, rakipsiz, apaçık
|
|
wide screen |
{,waıd'skri:n}
|
|
wide world |
|
|
|