English » Turkish  |
Top  |
pass down |
- {V} nesilden nesle geçmesini sağlamak, nesilden nesle geçmek
|
|
|
pass down |
nesilden nesle geçmesini sağlamak, nesilden nesle geçmek |
f. |
|
English » Turkish Indirect results |
Top  |
pass the buck |
- {ID} sorumluluğu başkasına yıkmak, sorumluluğu başkasına yüklemek
|
|
pass in one's checks |
- {ID} öbür dünyayı boylamak, çekmek: fertiği çekmek
|
|
pass the time of day with |
- {ID} günaydınlaşıp lâflamak
|
|
pass an examination |
|
|
pass through the mill |
- {ID} tecrübe kazanıp pişmek, çok çekip hayatta pişmek
|
|
mountain pass |
|
|
pass muster |
- {V} teftişten geçmek, uygun olmak, kabul edilmek
|
|
pass up an opportunity |
|
|
pass |
{pæs}
- {N} giriş, geçiş, geçit, dar yol, kanal, geçiş izni, pasaport, giriş kartı, paso, izin, ruhsat, hokkabazlık, el çabukluğu, pas, geçme, kur, çalım, durum, vaziyet
- {V} geçmek, geçirmek, aşmak, devretmek, vermek, uzatmak, piyasaya sürmek, pas vermek, açmak (kilit), söylemek, bildirmek, dönüşmek, dinmek, onaylanmak,
|
|
be at a desperate pass |
- {V} durumu vahim olmak, zor durumda olmak
|
|
be on pass |
|
|
boarding pass |
{'bɔ:rdıŋ,pæs}
|
|
bring to pass |
- {V} meydana getirmek, ortaya çıkarmak
|
|
Can I buy a monthly pass? |
- {PHR} bilet: Aylık bilet alabilir miyim?
|
|
hard pass |
- {N} sırnaşıklık, yapışkanlık
|
|
make a pass at |
- {V} kur yapmak, tavlamaya çalışmak
|
|
make pass |
|
|
May I see your boarding pass, please? |
- {PHR} kart: Biniş kartınızı görebilir miyim?
|
|
monthly pass |
|
|
not to pass over |
|
|
|
Turkish » English Indirect results |
Top  |
|
|