BEND |
f. Bağlanan. Bağlanmış. * Bağ. Boğum. Mafsal. * Su bendi. Baraj. * Gam. Gussa. * Mekir. * Hile. * Mülâhaza.
Fıkra. Madde. * Aldatmak.* Birisini emri altına almak, bendetmek. * Edb: Baştan sona kadar aynı vezinli bir
çok parçalardan meydana gelen ve kısım kısım gazel tarzında kafiyeleri değişen manzûmelerin her bir
parçası. (Bak: Terkib-i bend) |
|
BEND-İ ÂHENİN |
Demir bağ. Demirden mânia. |
|
BEND-RÛG |
f. Tarla ve bostan kenarlarına suyun akıntısını kesip havuz gibi birikmesi için yapılan setli çukur. |
|
BER-BEND |
f. Ufak çocuğu annesinin sırtına bağlamağa yarıyan göğüs kuşağı. |
|
DER-BEND |
f. Dağda ve tepede zahmetlerle geçilen yer, dar geçit, boğaz. Hudut. Kale. * Anahtarsız kapı. |
|
DERYA |
f. Deniz, bahr. |
|
DERYA-MİSAL |
Deniz gibi çok olan, denizi andıran. |
|
DERYA-NEVERD |
f. Denizde dolaşan, denizde gezen. |
|
DERYA-NUŞ |
f. Çok fazla içki içen. |
|
DERYA-YI AHDAR |
Yeşil deniz. * Mc: Sema, gök. |
|
DERYA-YI EBYAZ |
Akdeniz. |
|
DERYA-YI ESVED |
Karadeniz. |
|
DERYA-YI UMMAN |
Açık deniz. Umman Denizi. Okyanus. |
|
DİL-BEND |
f. Gönül bağlıyan, seven. |
|
DİL-İ DERYA |
Denizin ortası. |
|
END-BEND |
f. Utanmış, mahcub. * Boğum boğum, kısım kısım, parça parça. |
|
GERDEN-BEND |
f. Boyuna bağlanan nesne, boyun bağı. * Gerdanlık. |
|
GÎSU-BEND |
f. Saç örgüsü, saç bağı. * Altundan yapılmış kadın tarağı. |
|
GİRİH-BEND |
f. Bağcı, düğümcü. * Uçkur. |
|
GUŞE-BEND |
f. Köşebent. * Ciltli kitaplarda kapağın dört köşesine yapılan süsleme. |
|