• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
KALB Vücudun kan dolaşımı merkezi. Yürek. * Gönül. * Herşeyin ortası. * Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme. *İmanın mahalli. * Fuâd, sıkt-ül ilim, tâbut-ül ilim, beyt-ül hikmet, via-i ilim de denilir. (Dâima değiştiği ve hareket halinde olduğu için kalb ismi verilmiştir.) Bir şeyi geri döndürmek ve çevirmek. * Yüreğe vurmak veya dokunmak. Gönüle dokunmak. * Bir şeyin içini dışına ve dışını içine çevirmek. * Aks ve tahvil.(Ehl-i tahkik indinde; çam kozalağı şeklindeki cismanî et parçasına taalluk eden letaif-i Rabbaniyedir. Bütün kuvvetin mebdeidir. Dimağ ise; bütün hislerin mebdeidir.)(Kalb, imanın mahalli olduğu gibi, en evvel Sâni'i arayan ve isteyen ve Sâni'in vücudunu delâili ile ilân eden, kalb ile vicdandır. Zira kalb, hayat malzemesini düşünürken, en büyük bir acze mâruz kaldığını hisseder etmez, derhal bir nokta-i istinadı; kezalik, emellerin tenmiyesi (nemâlandırmak) için bir çare ararken, derhal bir nokta-i istimdadı aramağa başlar. Bu noktalar ise, iman ile elde edilebilir. Demek, kalbin sem' ve basara hakk-ı takaddümü vardır.Kalbden maksad; sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir latife-i Rabbaniyyedir ki, mazhar-ı hissiyatı, vicdan; ma'kes-i efkârı, dimağdır. Binaenaleyh, o latife-i Rabbaniyyeyi tazammun eden o et parçasına kalb tabirinden şöyle bir letafet çıkıyor ki; o latife-i Rabbaniyenin insanın maneviyatına yaptığı hizmet, cism-i sanevberînin cesede yaptığı hizmet gibidir. Evet, nasıl ki bütün aktar-ı bedene mâ-ül hayatı neşreden o cism-i sanevberî bir makine-i hayattır; ve maddî hayat onun işlemesi ile kaimdir. Sekteye uğradığı zaman cesed de sukuta uğrar. Kezalik o latife-i Rabbaniye a'mâl ve ahvâl ve mâneviyatın hey'et-i mecmuasını hakikî bir nur-u hayat ile canlandırır, ışıklandırır; nur-u imanın sönmesi ile mâhiyeti, meyyit-i gayr-i müteharrik gibi bir heykelden ibaret kalır. İ.İ.) (Bak: Hiss-i sâdis)

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
AN-SAMİM-İL KALB Derûn ve kalbden, riyâdan âri ve hâli olarak. Kalbin samimiyyeti ile.
AN-SAMİM-İL KALB Can ve yürekten, kalbden.
BASİRET-İ KALB Gönül uyanıklığı. Kalb basireti.
BAST FÎ MAKAM-İL-KALB Nefis makamında ricâ mesabesindedir. Lütuf ve rahmeti, kurb ve ünsü kabule işarettir.
BÂTIN-I KALB Kalbin içi. Kalbdeki hisler.(Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mâna-yı harfiyle sev. Mâna-yı ismiyle sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünki: Bâtın-ı kalb, âyine-i Samed'dir ve O'na mahsustur. S.)
DÂ-ÜL-KALB Tıb: Kalb hastalığı, yürek çarpması.
DARABAN-I KALB Kalb çarpıntısı, kalbin vuruşu.
EHL-İ KALB (Bak: Ehl-i dil)
ESVED-ÜL-KALB (Bak: Süveydâ)
HABBET-ÜL KALB (Bak: Süveydâ)
HALECAN-I KALB Kalb çarpıntısı.
HATIRAT-I KALB Kalbe gelen hatıralar ve mânâlar.
HİCAB-I KALB Kalbin boşlukları arasındaki zarların her biri.
HULUS-İ KALB Kalbden, gönülden, içten samimiyet.
HUZUR-U KALB Kalb huzuru, gönül rahatlığı.
İKSA-Yİ KALB Gönül sıkıntısı, iç darlığı.
İNKA-YI KALB Kalb temizliği, gönül temizliği.
İTMİNAN-I KALB Kalbden ve gönülden inanma.
KALB-İ ÂHENİN Demir gibi metin ve sağlam olan kalb.
KALB-İ HABİDE Uyumuş kalb.