• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
TARÎK Yol. Tarz, usûl. * Vâsıta. Meslek. * Bir maksada nâil olmak için icrâsı lâzım olan husus veya bu hususların hey'et-i mecmuası.
TÂRIK Gece gelen kimse. * Zulmette hâsıl olan belâ ve musibetler. * Parlak yıldız. * Sabah yıldızı. (Zühre)
TARİK f. Karanlık.
TÂRİK Terkeden, vazgeçen, bırakan.

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
ALÂ-TARİK-İL İCMAL Kısaca, icmal yoluyla.
ALÂ-TARİK-İL MÜNAVEBE Nöbetleşe, münâvebe yoluyla.
ASLAH TARİK En selâmetli tarz. En salih usul, yol.
BİT-TARİK-İL ULA Birinci usul veya yol ile. Elbetteki. Evleviyetle.
ESHEL-İ TARİK En çıkar yol. En kolay ve kestirme olan yol.
ESLEM-İ TARİK Yolun en selâmetlisi. En selâmetli yol.
HADD-İ KAT'-İ TARÎK Huk: Yolkesenlere verilecek ceza.
HÂDİY-ÜT TARİK Hidayet yoluna sevkeden, mürşid. Doğru yolda giden.
HÂFE-İ TARÎK Yol kenarı.
İRAE-İ TARİK Yol gösterme. Kılavuzluk etme.
KAT'-I TARİK Yol kesicilik.
KATI-UT TARİK Yol kesen, eşkiya.
KUTTA-İ TARİK Yol kesenler, eşkiyalar, haydutlar.
LEYL-İ TÂRIK Karanlık gece.
ŞÜBHE-İ TÂRIK Zulmetten gelen şüphe belâsı.
TÂRIK SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 86. Suresinin ismidir. Mekkîdir.
TARÎK-İ ÂMM Herkesin geçmesine mahsus yol.
TARÎK-İ BERZAHİYE Berzaha giden ve ona ait yol.
TARÎK-İ CEHRÎ Açık olarak ve yüksek sesle zikir yapan tarikat. (Kadirî gibi)
TARÎK-İ NAKŞÎ Şeyh Bahaüddin Nakşbendî Hazretlerinin kurduğu tasavvuf yolu. (Bak: Nakş-bendî)(Tarîk-i Nakşî'de dört şeyi bırakmak lâzım: Hem dünyayı, hem nefis hesabına âhireti dahi maksud-u hakiki yapmamak; hem vücudunu unutmak; hem ucbe, fahre girmemek için bu terkleri düşünmemektir. S.)