| à-côte |
/akote / nm ayrıntı, önemsiz nokta; ek gelir |
|
| cote |
/kot / nf masrafvergi payı; sıra numarası; fiyat listesi; kot, rakım; mec. itibar, saygınlık avoir la cote saygınlığı olmak, beğenilmek cote d'alerte kritik nokta, tehlikeli nokta cote mal taillée uzlaşma, uyuşma |
|
| côte |
/kot / nf kaburga kemiği; eğe; kaburga, pirzola; yokuş, bayır, yamaç; deniz kıyısı à mi-côte yarı yolda aller à la côte (gemi) karaya oturmak côte à côte yan yana être à la côte işi kötü durumda olmak se tenir les côtes katıla katıla gülmek |
|
| côté |
/kote / nm böğür; yer, yön, taraf; kenar à côté yanında de côté eğik olarak, yandan de côte et d'autre şurda burda de mon côté bana gelince donner à côté karavana atmak du côté de yönünde laisser de côté bırakmak, vazgeçmek mettre de côté bir kenara koymak, ayırmak regarder de côté yan gözle bakmak |
|
| garde-côte |
/gardõkot / nm kıyı karakol gemisi |
|
| mi-côte |
/mikot / : à mi-côte yokuşun ortasında |
|
| à mi-côte |
yarı yolda |
|
| à-côte |
[le] ayrıntı, önemsiz nokta; ek gelir |
|
| aller à la côte |
(gemi) karaya oturmak |
|
| avoir la cote |
saygınlığı olmak, beğenilmek |
|
| côte à côte |
yan yana |
|
| cote d'alerte |
kritik nokta, tehlikeli nokta |
|
| cote mal taillée |
uzlaşma, uyuşma |
|
| de côté |
eğik olarak, yandan |
|
| de côte et d'autre |
şurda burda |
|
| de mon côté |
bana gelince |
|
| donner à côté |
karavana atmak |
|
| du côté de |
yönünde |
|
| être à la côte |
işi kötü durumda olmak |
|
| être de l'autre côté de la barricade |
muhalefette olmak |
|
|