Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
haklı |
- {A} right, just, rightful, legitimate, de jure
|
|
|
haklı |
1. right, just. 2. rightful.
haklı bulmak /ı/ to admit that (someone) has right on his side.
haklı çıkmak (for someone) to turn out to be in the right.
haklı olmak to be in the right. |
|
haklı |
* right, just.
* rightful. |
|
haklı |
eligible |
|
haklı |
reasonable |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
haklı çıkaran |
|
|
haklı çıkarılabilir |
|
|
haklı çıkarma |
|
|
haklı çıkarmak |
- {V} justify, right: prove smb. right, legitimate, legitimatize, legitimize, right, vindicate
|
|
haklı çıkma |
|
|
haklı çıkmak |
- {V} justify: be justified, right: be proved right
|
|
haklı gösterme |
|
|
haklı göstermek |
- {V} justify, bear smb. out
|
|
haklı gurur |
|
|
haklı iddia |
|
|
haklı neden |
- {N} cause, justification, warrant, warranty
|
|
haklı neden ileri sürmek |
|
|
haklı olarak |
- {ADV} justly, justifiably, de jure, deservedly, justification: with justification, properly, rightly, reason: with reason
|
|
haklı olma |
- {N} justness, right: being right, conviction
|
|
haklı ödül |
|
|
iddiayı haklı bulmak |
- {V} bill: find a true bill
|
|
haklı çıkarmak |
1. excuse. justify. vindicate. |
|
haklı bulmak |
* to admit that (someone) has right on his side. |
|
haklı çıkmak |
* (for someone) to turn out to be in the right. |
|
haklı olmak |
* to be in the right. |
|
|
|