iş üstünde >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

aksiliği üstünde olmak	{ID} bed: get out af the bed on the wrong side
at üstünde mızrak oyunu ile ilgili	{A} tilting
Arabayı yolumun üstünde bir yere bırakabilir miyim?	{PHR} drop: May I drop the car off at my destination?
buz üstünde ustaca dolaşan kimse	{N} iceman
diken üstünde	{ADV} knife-edge: on a knife-edge, tenterhook: on tenterhooks {ID} pin: on pins and needles
diken üstünde olmak	{ID} tenterhook: be on tenterhooks, cat: be like a cat on hot bricks, thorn: be on thorns, pin: sit on pins and needles
diken üstünde oturmak	{ID} thorn: sit on thorns
diken üstünde tutmak	{ID} tenterhook: keep smb. on tenterhooks
dört ayak üstünde	{ADV} four: on all fours
el üstünde tutmak	{V} respect: show great respect, proud: do smb. proud, pet
Bu fiyat harcamayı planladığım rakamın üstünde.	{PHR} price: The price is higher than I planned to spend.
geminin su üstünde kalan kısmı	{N} flotage
heyheyleri üstünde	{A} jumpy
insan gücünün üstünde çalışan işçi	{N} shock worker
iş üstünde yakalamak	{V} act: catch smb, in the act
suratsızlığı üstünde olmak	{N} grump: have the grumps
su üstünde	{A} afloat
su üstünde tutmak	{V} keep up
taş üstünde taş bırakmamak	{V} raze smth. to the ground
üstünde	{ADV} over, whereon {CONJ} whereon {PREF} super-, supra-, sur- {PREP} about, above, atop, atop of, on, over