Türkçe » İngilizce  |
Yukarı  |
kurşun |
- {A} plumbic
- {N} bullet, lead, projectile, Saturn
- {PREF} plumbo-
|
|
|
kurşun |
1. lead. 2. bullet. 3. lead seal.
kurşun atmak to fire a gun; to shoot a bullet.
kurşun boku dross of lead.
kurşuna dizmek /ı/ to execute (someone) by shooting him/her, send (someone) to the firing squad.
kurşun dökmek to melt lead and pour it into cold water over the head of a sick person in order to break an evil spell.
kurşun erimi range of a rifle.
kurşun gibi like lead, very heavy.
kurşun suyu Goulard´s extract.
kurşun yağdırmak /a/ to rain bullets (on).
kurşun yağmuruna tutmak /ı/ to rain bullets on.
kurşun yarası bullet wound. |
|
kurşun |
* lead.
* bullet.
* lead seal. |
|
kurşun |
lead |
|
kurşun |
bullet |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
çinkolu kurşun alaşımı |
|
|
kalay ve kurşun alaşımı |
|
|
Kurşun kalem rica ediyorum. |
- {PHR} pencil: I would like a pencil.
|
|
kesme kurşun |
|
|
kırmızı kurşun tuzu |
|
|
kurşun geçirmez |
|
|
kurşun ile ilgili |
|
|
kurşun işleri |
|
|
kurşun kaplı |
|
|
kurşun levha |
|
|
kurşun mavisi |
- {A} slate-blue, slate-gray, slate-grey
|
|
kurşun mühür |
|
|
kurşun oranı |
|
|
kurşun sıyrığı |
|
|
kurşun sigorta |
|
|
kurşun tozu |
|
|
kurşun yağmuruna tutmak |
- {V} mow down, bullet: pump bullets into
|
|
kurşun yarası |
- {N} gunshot wound, bullet wound
|
|
kurşun yemek |
|
|
kurşun zehirlenmesi |
|
|
|
|