GAVS-ÜL A'ZAM |
Abdülkadir-i Geylanî (K.S.) Hazretlerinin nâmı. En büyük Gavs. Evliyâullahın büyüğü. Gavs-i Ekber de denir.
(Bak: Geylanî)(Bir zaman Hazret-i Gavs-ı Azam Şeyh Geylâni'nin (K.S.) terbiyesinde, nazdar ve ihtiyâre bir
hanımın bir tek evlâdı bulunuyormuş. O muhterem ihtiyare gitmiş oğlunun hücresine, bakıyor ki, oğlu bir parça
kuru ve siyah ekmek yiyor. O riyazattan za'fiyetiyle vâlidesinin şefkatini celbetmiş... Ona acımış. Sonra
Hazret-i Gavs'ın yanına şekva için gitmiş. Bakmış ki, Hazret-i Gavs kızartılmış bir tavuk yiyor. Nazdarlığından
demiş: "Ya Üstad! Benim oğlum açlıktan ölüyor. Sen tavuk yersin!" Hazret-i Gavs tavuğa demiş: "Kum
Biiznillâh" O pişmiş tavuğun kemikleri toplanıp, tavuk olarak yemek kabından dışarı atıldığını mutemed ve
mevsuk çok zatlardan Hazret-i Gavs gibi kerâmât-ı hârikaya mazhariyeti dünyaca meşhur bir zatın bir
kerâmeti olarak mânevi tevatürle nakledilmiş. Hazret-i Gavs demiş: "Ne vakit senin oğlun da bu dereceye
gelirse, o zaman, o da tavuk yesin." İşte Hazret-i Gavs'ın bu emrinin mânâsı şudur ki: Ne vakit senin oğlun
da, ruhu cesedine, kalbi nefsine, aklı midesine hâkim olsa ve lezzeti şükür için istese, o vakit leziz şeyleri
yiyebilir... L.) |
|
|
|