| CÜMLE-İ MÜSTE'NEFE |
Kendinden önceki cümleden bağımsız, müstakil cümle. |
|
| MÜSTE'CEL |
Belirli bir vakte kadar geciktirilen. Muayyen bir zamana kadar te'hir edilmiş olan. |
|
| MÜSTE'CER |
Kira ile tutulmuş olan. |
|
| MÜSTE'CERÜN-FİH |
Kiralama maksadı. |
|
| MÜSTE'CİR |
(Ecr. den) İsticar eden, kira ile tutan, kiracı. |
|
| MÜSTE'CİREN |
Kiracı olarak. |
|
| MÜSTE'CİRÎN |
(Müste'cir. C.) Kiracılar. * Kira ile tutanlar. |
|
| MÜSTE'DÎ |
Birinin zulmüne karşı başka birinden yardım dileyen. * Birini sıkıştırıp malını zorla alan. |
|
| MÜSTE'DİB |
(Edeb. den) Bilgi ve edeb öğrenen. |
|
| MÜSTE'HİL |
(Ehl. den) Lâyık ve ehil olan. |
|
| MÜSTE'HİR(E) |
Teehhür eden, geciken, geri kalan. |
|
| MÜSTE'MEN |
(Emn. den). Ecnebi tebaasından olan, yabancı. * Kendisine aman verilmiş olan.. |
|
| MÜSTE'MİN |
Eman dileyen. Emane, emniyete erişen, nâil olan. (Gerek müslim, gerek zimmî veya harbî olsun.) İstiman
eden. Emin edilmiş. * Canının bağışlanması şartiyle teslim olan. * Tar: Osmanlı ülkesinde oturmalarına
müsaade olunan yabancı devlet tebaası. Osmanlı devleti ile sulh halinde bulunan ecnebiler. Ecnebi
memleketlerde seyahat ve ikamet eden müslümanlar da bu sıfatla anılırlardı. * Kendisine aman verilmiş olan. |
|
| MÜSTE'NİF |
Yeniden başlayan. * Daha üst mahkemeye baş vuran, davasını istinaf eden. |
|
| MÜSTE'NİFE |
Gr: Evvelki cümlelerle bağlı olmayıp ilerdeki veya mukadder olan suallere cevap teşkil eden cümle. |
|
| MÜSTE'NİS |
Ünsiyet peyda etmiş olan, alışık. Alışılmak istenen. |
|
| MÜSTE'REB |
Medyum kimse. |
|
| MÜSTE'RIS |
Vâlidesi ile arasında ayrılık olan. |
|
| MÜSTE'RİB |
Borçlu. |
|
| MÜSTE'SAL |
(İstisal. dan) Kökünden koparılmış. * Ele geçirilmiş. |
|