Türkçe » İngilizce |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
kedi |
- {A} feline
- {N} cat, pussycat, pussy, puss
|
|
|
kedi |
cat.
kedi ciğere bakar gibi bakmak /a/ to gaze at covetously.
kedi gibi dört ayak üstüne düşmek (always) to land on one´s feet, come out on top.
kedi ile harara girmek to work with an irascible person.
kedi ile köpek gibi like cat and dog.
kedi ne, budu ne? colloq. What else can you expect from the likes of such a miserable creature?
kedi olalı bir fare tuttu. colloq. In all this time he´s only done one noteworthy thing.
kediye peynir/ciğer ısmarlamak to entrust something to an untrustworthy person.
kedi uzanamadığı/yetişemediği ciğere pis/murdar der/dermiş. proverb He criticizes it only because it´s something he knows he can´t get himself. |
|
kedi |
* cat. |
|
kedi |
cat |
|
kedi |
pussycat |
|
|
Türkçe » Almanca |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
kedi |
- {N} Katze (F), Mieze (F), Miezekatze (F)
|
|
kedi |
Katze [die] |
|
kedi |
e Katze, r Kater. |
|
kedi |
Katze |
f |
kedi |
Katze |
|
|
Türkçe » Türkçe |
İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
kedi |
Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kaslari çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan (Felis
domesticus) |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|