İngilizce » Türkçe  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
occupy |
{'ɒkjəpaı}
- {V} oturmak, tutmak, işgal etmek, almak (zaman), meşgul etmek
|
|
|
occupy |
(f.) tutmak, zaptetmek, işgal etmek; meşgul etmek. be occupied with ile meşgul olmak. |
|
occupy |
f. 1. meşgul etmek; (zamanını) almak. 2. (ev, bina, oda v.b.´nde) oturmak. 3. (koltuk, masa v.b.´nde) oturmak; (yatakta) yatmak. 4. (belirli bir yerde) bulunmak: A fountain occupies the center of the garden. Bahçenin ortasında fıskıyeli bir havuz var. 5. (yer) işgal etmek, tutmak: Your firm occupies a lot of this building´s space. Firmanız bu binada epey yer işgal ediyor. Which bed do you occupy? Hangi yatak senin? You´re occupying my seat. Benim yerime oturmuşsunuz. The hotel is fully occupied. Otel tamamen dolu. 6. işgal etmek, ele geçirmek; işgal altında tutmak: The army occupied the city for three years. Ordu şehri üç yıl boyunca işgal altında tuttu. |
|
occupy |
oc.cu.py
ak'yıpay
Fiil
* (ev, bina, oda v.b.'nde) oturmak.
* (koltuk, masa v.b.'nde) oturmak.
* (belirli bir yerde) bulunmak:
A fountain occupies the center of the garden.
Bahçenin ortasında fıskıyeli bir havuz var.
* (yer) işgal etmek, tutmak:
Your firm occupies a lot of this building's space.
Firmanız bu binada epey yer işgal ediyor.
Which bed do you occupy?
Hangi yatak senin?
You're occupying my seat.
Benim yerime oturmuşsunuz.
The hotel is fully occupied.
Otel tamamen dolu.
* işgal etmek, ele geçirmek; işgal altında tutmak:
The army occupied the city for three years.
Ordu şehri üç yıl boyunca işgal altında tuttu.
* meşgul etmek; (zamanını) almak. |
|
occupy |
tutmak, zaptetmek, işgal etmek; meşgul etmek. be o |
|
|
İngilizce » İngilizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
Occupy |
To take or hold possession of; to hold or keep for use; to possess. |
v. t. |
Occupy |
To hold, or fill, the dimensions of; to take up the room or space of; to cover or fill; as, the camp occupies five acres of ground. |
v. t. |
Occupy |
To possess or use the time or capacity of; to engage the service of; to employ; to busy. |
v. t. |
Occupy |
To do business in; to busy one's self with. |
v. t. |
Occupy |
To use; to expend; to make use of. |
v. t. |
|
İngilizce » Almanca  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
occupy |
{'ɒkjəpaı}
- {V} bewohnen, belegen, bekleiden, innehaben, besetzen, füllen, okkupieren, beanspruchen, Anspruch: in Anspruch nehmen, einnehmen, beschäftigen, versehen
|
|
|
İngilizce » Portekizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
occupy |
{'ɒkjəpaı}
- {V} ocupar, habitar, morar, residir, tomar posse de, preencher, absorver, preocupar
|
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|