İngilizce » Türkçe  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
embodiment |
{ım'bɒdımənt}
- {N} cisimleşme, somutlaşma, şekillenme, somut örnek, simge
|
|
|
embodiment |
i. (bir şeyin) somut hali; kendisi: She is the embodiment of elegance. Zarafetin ta kendisi. |
|
embodiment |
em.bod.i.ment
îmbad'imınt
İsim
* (bir şeyin) somut hali; kendisi:
She is the embodiment of elegance.
Zarafetin ta kendisi. |
|
embodiment |
düzenleme |
|
embodiment |
cisimleşme, somutlaşma, şekillenme, somut örnek, simge |
i. |
|
İngilizce » İngilizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
Embodiment |
The act of embodying; the state of being embodied. |
n. |
Embodiment |
That which embodies or is embodied; representation in a physical body; a completely organized system, like the body; as, the embodiment of courage, or of courtesy; the embodiment of true piety. |
n. |
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|