English » Turkish  |
Indirect results  |
Top  |
fakir |
{'feıkər}
- {N} fakir, Hint fakiri, derviş, dolandırıcı, sahtekâr, numaracı
|
|
|
fakir |
i. derviş, fakir, Hint fakiri. |
|
fakir |
derviş, fakir, Hint fakiri. |
|
fakir |
fakir, hint fakiri, derviş, dolandırıcı, sahtekâr, numaracı |
i. |
|
Turkish » English  |
Indirect results  |
Top  |
fakir |
- {A} poor, needy, pauper, destitute, distressed, impecunious, indigent, necessitous, penniless, penurious, ropy, small
- {N} pauper, poor person, fakir
|
|
fakir |
1. poor, destitute, needy, impoverished. 2. poor, mean, run-down, shoddy (thing). 3. poor person; pauper. 4. (an) unfortunate. 5. your humble servant (a polite formula now used jocularly). 6. dervish, sufi (an Indian) fakir. F
fakir! Poor man!/Poor woman!/Poor kid!/Poor thing!
fakir düşmek to become poor.
fakir fukara the poor. |
|
fakir |
* poor, destitute, needy, impoverished.
* poor, mean, run-down, shoddy (thing).
* poor person; pauper.
* (an) unfortunate.
* your humble servant [(a polite formula now used jocularly).]
* dervish, sufi (an Indian) fakir. |
|
fakir |
impecunious |
|
fakir |
indigent |
|
|
Turkish » French  |
Indirect results  |
Top  |
fakir |
pauvre, indigent/e, misérable, miséreux/euse * malheureux/euse [le][la], meurt-de-faim [le][la]; fakir [le] |
|
|
Turkish » German  |
Indirect results  |
Top  |
fakir |
arm, ärmlich, bedürftig, dürftig, karg, kärglich; Arme(r) [der] [die] |
|
fakir |
arm. |
|
|
Turkish » Russian  |
Indirect results  |
Top  |
fakır |
- {N} бедность (F), нищета (F), недостаток (M)
|
|
fakir |
- {A} бедный, малоимущий, несчастный, жалкий, убогий
- {ADV} убого
- {N} бедняк (M), бедняга (MF), горемыка (MF), дервиш (M)
|
|
|
Turkish » Turkish  |
Indirect results  |
Top  |
fakir |
Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara * Zavallı * (nesneler için) Olması gerekenden az * Alçak gönüllülük
için birinci kişi zamiri görevinde kullanilirdi * Hindistan'da yokluga eziyete kendini aliştirmiş derviş |
|
|
Ottoman » Turkish  |
Indirect results  |
Top  |
FAKİR |
Biçâre, muhtaç, yoksul. İslâm dini, ev kirası, yiyecek, içecek, giyecek, ilaç, yakacak gibi zorunlu ihtiyaçları
karşılandıktan sonra yılda 96 gram altın alabilecek kadar geliri olmayanları fakir sayar. Fakirlerden vergi
alınmaz, İslâm devleti zorunlu ihtiyaçlarını karşılamada, tedavi, tahsil (öğrenim), yolculuk gibi durumlarda
fakirlere yardım eder. Çağımızda insanların çoğunun yoksun olduğu sosyal güvenliğe kavuşturur. Bu sebeple
de fakir-zengin arasında düşmanlık, zıddiyet, gerginlik, çatışma olmaz. Toplumda denge, huzur, mutluluk,
sükun ve sosyal adalet sağlanır. (İnsanlardan istiğna ederek kendini ibadet ve tâata, Kur'an ve iman ve
İslâmiyet hizmetine vakfeden zâtlara da mânen zengin mânasına fakir denildiği de görülmüştür.) |
|
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|