peau |
, x/po / nf deri; bitk. kabuk faire peau neuve üstünü başını yenilemek gants de peau deri eldiven peau d'orange portakal kabuğu peau de chamois güderi |
|
rouge |
/ruj / adj kırmızı, kızıl * nm kızıl renk; kırmızı boya; allık passer au rouge kırmızı yanmak; (sürücü) kırmızıda geçmek fer rouge kızgın demir rouge (à lèvres) ruj, dudak boyası rouge de honte utançtan kırmızı rouge de colère öfkeden kırmızı |
|
rouge-gorge |
/rujgorj(õ) / nm kızılgerdan, narbülbülü |
|
bâton de rouge (à lèvres) |
ruj |
|
chou rouge |
kırmızılahana |
|
Croissant Rouge |
Kızılay |
|
Croix Rouge |
Kızılhaç |
|
en sa peau mourra le renard |
can çıkmayınca huy çıkmaz |
|
faire peau neuve |
üstünü başını yenilemek |
|
fer rouge |
kızgın demir |
|
gants de peau |
deri eldiven |
|
globule rouge |
alyuvar |
|
haricot rouge |
barbunya fasulyesi |
|
lanterne rouge |
sonuncu, sıralamanın sonunda gelen kişi |
|
maladie de peau |
cilt hastalığı |
|
n'avoir que les os et la peau |
bir deri bir kemik kalmak |
|
passer au rouge |
kırmızı yanmak; (sürücü) kırmızıda geçmek |
|
peau d'orange |
portakal kabuğu |
|
peau de chamois |
güderi |
|
piment rouge |
kırmızıbiber, acı biber |
|