İngilizce » Türkçe  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
imminent |
{'ımənənt}
|
|
|
imminent |
s. yakında olmasından korkulan, yakın. |
|
imminent |
s. yakında vaki olma sından korkulan, hemen kopacak olan, yakın. imminence i olabilecek durum; tehdit eden şey. imminently
z. tehdit ederek. |
|
imminent |
im.mi.nent
îm'ınınt
Sıfat
* yakında olmasından korkulan, yakın. |
|
imminent |
yakında vaki olma sından korkulan, hemen kopacak o |
|
|
İngilizce » İngilizce  |
İlişkili Sonuçlar  |
Yukarı  |
Imminent |
Threatening to occur immediately; near at hand; impending; -- said especially of misfortune or peril. |
a. |
Imminent |
Full of danger; threatening; menacing; perilous. |
a. |
Imminent |
(With upon) Bent upon; attentive to. |
a. |
|
Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)
|