göğüs >> İngilizce <> Türkçe, İngilizce Sözlük, İngilizce Türkçe Sözlük, İngilizce Türkçe Çeviri, Online İngilizce Sözlük

Genel Arama

Çeviri

Eski Arayüz

Web Arama

Çeviri Kısayolları:

Google Translate

Türkçe » İngilizce

Yukarı

göğüs	{A} pectoral, mammillary {N} breast, brisket, booby, bosom, chest, bust, thorax {PREF} mammo-

göğüs	,-ğsü 1. chest; thorax. 2. breast, bosom. 3. breast, bust (of a woman). 4. naut. breast, flare of a ship´s bow. __ bağır açık with one´s shirt wide open and slovenly dressed. __ boşluğu thoracic cavity. __ cerrahisi thoracic surgery. __ çaprazı wrestling gripping one´s opponent across the chest. __ darlığı path. dyspnea. __ geçirmek to sigh, groan. __ünü gere gere proudly; confidently. __ germek /a/ to face up to, confront (a problem) head on. __ünü germek /a/ to shield with one´s body (someone standing behind one). __ göğüse gelmek to come face to face. __ hastalıkları/sayrılıkları chest diseases, thoracic diseases. __ ingini path. bronchitis. __ü kabarmak to be proud, swell with pride. __ kafesi anat. rib cage. __ kası anat. pectoral muscle, pectoralis. __ kayışı breast collar, breastband. __ kemiği anat. breastbone, sternum. __ sesi mus. chest tone. __ tahtası 1. breastbone, sternum. 2. mus. sounding board, soundboard (of a stringed instrument). __ yüzgeci pectoral fin. __ zarı anat. pleura. __ zırhı breastplate.
göğüs	göğ{sü} * chest; thorax. * breast, bosom. * breast, bust (of a woman). denizcilikle ilgili * breast, flare of a ship's bow.
göğüs	bosom
göğüs	breast

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar

Yukarı

acılara göğüs germe	{N} stoicism
göğüs anjini	{N} angina pectoris
elbisenin göğüs kısmı	{N} bosom
fırfırlı göğüs danteli	{N} jabot
göğüs ameliyatı	{N} mastectomy
göğüs dekoltesi	{N} cleavage
göğüs eti	{N} brisket
göğüs geliştirici spor aleti	{N} chest expander
göğüs germek	{V} stand up to, stick up to, face, breast, resist, stand, brave, square up, square up to, stand out against, survive
göğüs gırtlağı (kuş)	{N} syrinx
göğüs göğüse	{A} hand-to-hand {ADV} hand to hand
göğüs göğüse çarpışma	{N} hand-to-hand combat, combat: close combat, combat: single combat, dogfight
göğüs göğüse çarpışmak	{V} quarters: come to close quarters
göğüs göğüse kavga	{N} hand-to-hand fighting, close, scrimmage
göğüs göğüse savaş	{N} close fight, combat: close combat, grapple
göğüs göğüse savaşmak	{V} run in, fall to
göğüs hastalığı	{N} chest trouble
göğüs hastalıkları için kullanılan	{A} pectoral
göğüs hastalıkları ilacı	{N} pectoral
göğüs kafesi	{N} rib cage, thorax, chest