Turkish » English |
Top |
kız çocuk |
1. female child. 2. daughter. |
|
|
kız çocuk |
female child |
|
kız çocuk |
daughter |
|
kız çocuk |
daughter |
|
kız çocuk |
daughter |
[tech.] |
|
English » Turkish Indirect results |
Top |
çocuk doktoru |
1. çocuk doktoru. |
|
çocuk düşürme |
1. (i) çocuk düşürme; düşük; olgunlaşmadan kurumuş çiçek, meyve veya ekin; tam başarısızlık.,ölü bebek/düşük. |
|
|
Turkish » English Indirect results |
Top |
arsız çocuk |
|
|
Avrupa-Asya melezi çocuk |
|
|
ayak işlerine bakan çocuk |
|
|
azmak (çocuk) |
|
|
babasına çok benzeyen çocuk |
- {ID} chip: a chip of the old block
|
|
bakımı için anlaşmak (çocuk) |
|
|
bebekken başkası ile değişmiş çocuk |
|
|
bir sürü çocuk |
- {N} dozen: dozens of children
|
|
cin gibi çocuk |
|
|
çocuk |
- {A} infant, junior, infantile
- {N} child, kid, youngster, baby, infant, son, brat, chit, juvenile, mite, moppet, seed
|
|
anne babası çalışan çocuk |
- {N} child: door-key child, child: latchkey child
|
|
çoluk çocuk |
- {N} brood, fry, offspring, children: wife and children, family: all the family, son: sons
|
|
gelişme engelli çocuk |
- {N} child: retarded child
|
|
zekâ özürlü çocuk |
- {N} child: retarded child
|
|
çocuk alfabesi |
|
|
çocuk arabası |
- {N} go-cart, baby carriage, buggy
|
|
çocuk arabası |
|
Brit. |
çocuk bahçesi |
|
|
çocuk bakıcılığı yapmak |
|
|
çocuk bakıcısı |
- {N} baby-sitter, childminder, mother: day-care mother, sitter, sitter-in
|
|
|
|