Türkçe » İngilizce |
Yukarı |
kırmızı |
- {A} red, scarlet, ruby, cherry, florid, gules, ruddy
- {N} red, scarlet, ruby, carmine, gules
- {PREF} erythr-, erythro-
|
|
|
kırmızı |
red; carmine; crimson.
kırmızı algler red algae.
kırmızı balık goldfish.
kırmızı dipli mumla davet etmedim ya! colloq. I didn´t beg him to come!
kırmızı dut red mulberry.
kırmızı fener slang brothel, whorehouse, cathouse.
kırmızı gömlek something that can´t be kept secret.
kırmızı oy negative vote.
kırmızı patlıcan
prov. tomato. |
|
kırmızı |
* red; carmine; crimson. |
|
kırmızı |
red |
|
kırmızı |
carmine |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
koyu kırmızı |
1. (s)., (i)., (f). koyu kırmızı; (i). kırmızı boya; (f). koyu kırmızıya boyamak; kıpkırmızı olmak, kızarmak.,koyu kırmızı,koyu kırmızı,xyz kızar/kırmızılaştır. |
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
akik (kırmızı, sarı) |
|
|
kırmızı barbunya |
|
|
benekli kırmızı kelebek |
|
|
acı kırmızı biber |
|
|
kırmızı biber |
- {N} pepper: red pepper, pepper: cayenne pepper, cayenne, chilli, chili, capsicum, paprika
|
|
Bir buket kırmızı gül rica ediyorum. |
- {PHR} bouquet: I would like a bouquet of red roses.
|
|
iri kırmızı erik |
|
|
Kırmızı Alan |
- {N} red: Red Channel (in the airport
|
|
parlak kırmızı |
- {A} cardinal, vermilion
- {N} vermilion
|
|
kırmızı akik |
|
|
kırmızı balmumu |
|
|
kırmızı başlık (gazete) |
|
|
kırmızı boya |
|
|
kırmızı boyunlu kum kuşu |
- {N} phalarope: red-necked phalarop
|
|
kırmızı burun |
|
|
kırmızı et |
|
|
kırmızı etli alabalık |
|
|
kırmızı harfler |
|
|
kırmızı harflerle yazılmış |
|
|
kırmızı ışık |
|
|
|
|