Osmanlıca » Türkçe  |
Yukarı  |
BASİRET |
Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı
dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan.
(Bak: Süveydâ-i kalb) |
|
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
ADEM-İ BASİRET |
Basiretsizlik, görüşsüzlük. |
|
BASİRET-İ KALB |
Gönül uyanıklığı. Kalb basireti. |
|
BASİRET-KÂR |
f. Basiretli, ferâsetli, önceden gören. |
|
BASİRET-KÂRÎ |
Basiretlilik, önceden görmeklik. |
|
|
|