Osmanlıca » Türkçe |
Yukarı |
HAKÎM |
Hikmetle muttasıf olan ve mevcudatın hakikatına vâkıf olan. Hikmet mütehasssı. İlm-i hikmette mütebahhir
ve mütehassıs olan. İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan. * Tabib, doktor. |
|
|
HÂKİM |
Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden,
Allah (C.C.) * Memleketi idare eden. * Mahkeme reisi. (Hâkim-i Hakikî, Hâkim-i Ezelî, Hâkim-i Mutlak,
Hâkim-i Zülcelâl, Hâkim-i Lemyezel... gibi isimlerle, Cenab-ı Hakk'a âit olan Hâkim sıfatı Kur'ân-ı Kerim'de 86
def'a zikredilir.) |
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
HAKÎM-İ LOKMAN |
(Bak: Lokman) |
|
HAKÎM-İ MUTLAK |
Tam hikmet sahibi olan. Cenab-ı Hak (C.C.) |
|
HAKİM EBU ABDULLAH |
Muhammed bin Abdullah ibn-i Beyyi' (Hi: 321-405) Sâmâniye Devleti Nişabur Kadılığında bulunmuş büyük
muhaddislerden, Şafiî fakihlerinden, asrının en büyük din âlimi diye bilinen bir zattır. Bir çok eser te'lif etmiştir.
Başlıcaları: El Müstedrek Ale-s Sahihayn, Kitab-ül İlel, El-İklil, El-Emali, Teracüm-üş Şüyuh, El Medhal ilâ
İlm-is Sahih, Fazâil-ül İmam-üş Şafiî, Tarih-i Ulemâ-i Nişabur, Marifet-ül Hadis ünvanlarındadır. |
|
HÂKİM-ÜŞ ŞER' |
Kadılar (hâkimler) için kullanılan bir tâbirdir. Kadılar davaları şer'î hükümler dairesinde hall ü faslettikleri için
bu tâbir meydana gelmiştir. Şeriat hâkimi demektir. |
|
KUR'AN-I HAKÎM |
Hakim olan Kur'an-ı Kerim. Hakim: Hikmetli, hikmet sâhibi, yahut çok hâkim ve muhkem mânalarına gelir. |
|
MÜDEBBİR-İ HAKÎM |
Hikmetle tedbir eden. Her işini çok hikmet ve tedbirle yapan. Cenab-ı Hak.(Evet, hiçten birden hârika bir
gürültü ile cevvi konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi ışıkla doldurmak ve dağvâri,
pamukmisâl ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve garâbetli
vaziyetlerle baş aşağı, gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor. "Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal
ve kudretli bir zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi bu hâdiseler de başı boş olamazlar, her
birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar"
diye ihtar ediyorlar. Ş.) |
|
MÜSTEDREK-İ HÂKİM |
(Bak: Hâkim Ebu Abdullah) |
|
REDD-İ HÂKİM |
Taraf tutan hâkimi kabul etmeyip reddetmek. |
|
SÂNİ'-İ HAKÎM |
Hikmet sâhibi olan yaratıcı. Allah (C.C.) |
|
ÜSLUB-U HAKÎM |
Edebî san'atlardan biridir. Sorulan bir suale, soranın halini nazara alarak başka bir sual gibi telâkki edip, ona
göre cevab vermek demektir. Meselâ : Bazı Ashab Resulüllah'a (A.S.M.) hilâlin ince başlayıp, kalınlaşarak
bedr şekline gelip, sonra yine başladığı şekle dönmesinin sebebini sordular. Bunun cevabı onlara lâzım
olmadığı için, Kur'ân-ı Kerim o vaziyetin neticesine terettüb eden hikmeti, yani ayın takvimcilik yaptığını
söylemiştir. Çünkü bu, soranlar için daha mühim ve anlaşılması daha kolaydır. |
|
|
|