KÜSUF |
Güneş tutulması. Ay'ın, dünya ile güneş arasına gelerek dünya üzerinde gölge yapması. * Mc: Birisinin
felâketli hâlinde çok teessür göstermesi hâli.(Güneşin ve ayın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen
iki ibâdet-i mahsusanın vakitleridir. Yâni gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikaplanmasıyla bir azamet-i
İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak ibâdını o vakitte bir nevi ibâdete davet eder. Yoksa o namaz,
(Açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesabiyle muayyen olan) ay ve güneşin husuf ve
küsuflarının inkişafları için değildir. Aynı onun gibi, yağmursuzluk dahi, yağmur namazının vaktidir. Ve
beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bazı duaların evkat-ı mahsusalarıdır ki; insan o vakitlerde aczini
anlar, dua ile, niyaz ile Kadir-i Mutlakın dergâhına iltica eder... Eğer dua, çok edildiği halde, beliyyeler def
olunmazsa; denilmiyecek ki: "Dua kabul olmadı." Belki denilecek ki: "Duanın vakti, kaza olmadı." Eğer
Cenâb-ı Hak, fazl ve keremiyle belâyı ref etse; nurun alâ nur.. o vakit dua vakti biter, kazâ olur. Demek dua,
bir sırr-ı ubudiyettir. S.) |
|
|
|