İ'TİRAZ |
(İtiraz) Kabul etmediğini bildirmek. Bir fikir veya işin olmasını kabul etmemek. * Men' eylemek. Men' olmak. |
|
NAKS |
Eksiklik, noksan, kusur. * Azaltma, eksiltme. (Bak: Nâkıs) |
|
NAKS |
Nakletmek. * İfsad etmek, bozmak. * Evmek. Acele etmek. * Kimseye lâkap takmak. * Ayıplamak. * Kilise
çanını çalmak. Çan çalmak, çana vurmak. |
|
NAKŞ |
Bir şeyi çeşitli renklerle boyamak. * Resim. * Tezyin etmek. * Bedene batmış dikeni çıkarmak. * Bir şeyin
esasını araştırmak. * Yaymak. * Suda ıslanmış hurma. * İpekle, sırma ile işleme. * Mc: Hile. |
|
NAKŞ-BEND |
f. Kumaşların nakışlarını bağlayarak ipek tellerle tezgâhı hazırlayan. Nakış işleyen. * Ressam. |
|
NAKŞ-BENDÎ |
f. Kalbde zikir yoluyla, tefekkür ile İlâhî sevgiyi, uyanıklığı nakşa çalışan mânâsiyle, Şeyh Bahâüddin
Nakş-bendî nâmındaki azîm bir velinin kurduğu ve en ziyade hafî zikre dayanan tarikata mensub
olan.(Silsile-i Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A.) Mektubat'ında demiş ki:
"Hakaik-ı imaniyeden bir mes'elenin inkişafını, binler ezvak ve mevaâcid ve keramata tercih ederim."Hem
demiş ki: "Bütün tariklerin nokta-i müntehası, hakaik-ı imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır.Hem demiş ki: "Velâyet
üç kısımdır: Biri velâyet-i suğra ki, meşhur velâyettir. Biri velâyet-i vusta, biri velâyet-i kübradır. Velâyet-i kübra
ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikata yol
açmaktır."Hem demiş ki: "Tarik-ı Nakşîde iki kanad ile sülûk edilir." Yâni: Hakaik-ı imaniyeye sağlam bir
surette itikad etmek ve feraiz-i diniyeyi imtisal etmekle olur. Bu iki cenahta kusur varsa, o yolda gidilmez. |
|
NAKŞ-I DİL-FİRİB |
Gönül aldatıcı suret. |
|
NAKŞ-I KADEM |
Ayak izi. |
|
NAKŞ-I KİLKÎ |
Kalemle yapılan nakış. |
|
NAKŞ-PERDAZ |
f. Nakış yapan ressam. |
|
NAKŞ-PERDAZÎ |
f. Ressamlık. |
|
TIRAZ |
Elbiselere nakışla yapılan süs. * Sırma ve ipekle işleme. * Zinet, süs. * Üslup, tarz, tutulan yol. * Döviz. |
|
TIRAZ |
f. " Süsleyen, donatan" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şükufe-tıraz $ : Çiçek
süsleyen. |
|
|