İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
Dip |
|
|
|
dip |
{dıp}
- {N} dalma, eğilme, eğim, batma, daldırma, bandırma, sos, yokuş, iniş, çökme, toprak çökmesi, dalış yaparak tekrar yükselme, çukur, el koyma, yankesici [arg.]
- {V} batırmak, bandırmak, banmak, daldırmak, eğim yapmak, eğilmek, bayrağı yarıya indirmek, farları kısmak, dalmak, alçalmak, dalış yapmak, göz atmak, batmak, çökmek, elini cebine atmak, elini atmak
|
|
dip |
f. (ped veya dipt, ping) batırmak, daldırmak, banmak; ıslatmak; kepçe gibi bir şeyle çıkarmak; bayrak gibi bir şeyi indirip kaldırmak; (den). selam maksadıyla sancağı yarı mayna ve hisa etmek; antiseptik suya batırmak (bir hayvanı); dalmak, batmak; (jeol). meyletmek, inhitat etmek; (hav). çabuk inip tekrar havalanmak. dip into a book bir kitabı gözden geçirmek. |
|
dip |
i. dalma, batma; meyil, inhitat; çukur; daldırma mum, içine herhangi bir şey daldırılacak sıvı, banyo; argo yankesici. dip net uzun saplı balık ağı, kepçe. dip stick daldırma çubuk ölçek. magnetic dip mıknatısın aşağı eğilmesi. |
|
dip |
f. (
__ped,
__ping) 1. batırmak, daldırmak, banmak; batmak, dalmak. 2. aşağıya doğru meyletmek.
i. 1. dalma, batma. 2. ani iniş, çukur. |
|
|
Türkçe » İngilizce |
Yukarı |
dip |
- {N} bottom, base, depth, foot, ground, far end, fag-end, fundament
|
|
dip |
1. bottom; foot, lowest part. 2. the far end, back.
__ini bulmak /ın/ to use up (something stored in a container).
__e çökmek to sink to the bottom, settle.
__ine darı ekmek /ın/ to use up, finish off.
__ doruk completely, from head to foot, thoroughly.
__ine gelmek/inmek to be nearly used up.
__i görünmek to be emptied.
__i kırmızı balmumuyla çağırmadım ya! colloq. I didn´t invite him; he just turned up of his own accord.
__i tutmak (for cooking food) to stick to the pan and burn. |
|
dip |
* bottom; foot, lowest part.
* the far end, back. |
|
dip |
bottom |
|
dip |
bottom |
|
|
|