• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
New Layout
Text Translation
Old Layout
Web Search
WORD
     

Google Translate
WORD
     
Language selection
»
|

English » Turkish Top
shell Hear! {ʃel}
  • {N} dış kaplama (gemi, uçak), kabuk, kabuk (midye vb.), deniz kabuğu, kaplumbağa kabuğu, yumurta kabuğu, yapı iskeleti, kovan, dış görünüş, yarış kayığı, bomba, top mermisi, fişek, havai fişek roketi, sıvası yapılmamış bina
  • {V} kabuğunu soymak, bombalamak
shell f.
1. kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak.
2. (kurumuş mısır tanelerini) koçanından ayırmak.
3. -i top ateşine tutmak.
4. out k. dili (para) vermek.
shell i.
1. (sert) kabuk; kavkı: sea shell deniz kabuğu. walnut shell ceviz kabuğu. egg shell yumurta kabuğu. tortoise shell kaplumbağa kabuğu, bağa.
2. mermi.
3. (fişeğe ait) kovan.
4. içi yok olmuş bir şeyin dışı: I saw only the burnt-out shells of buildings. Ancak yanık binaların dış duvarlarını gördüm.
5. (kürekli) yarış teknesi.
shell (i.) kabuk; baga; istiridye kabuğu; bina iskeleti; ince uzun yarış sandall, kik; mermi kovanı; açık bej rengi. shell game aldatıcı üç kabuk oyunu; üçkâğıtçılık. shell hole merminin patlama sonucu toprakta açtığı çukur. shell ice altından su çekilmiş olan buz tabakası. shell shock (tıb.) savaştan ileri gelen ruhsal çöküntü. sea shell deniz kabuğu. She retired into her shell. Kabuğuna çekildi.
shell (f.) kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak, koçanından ayıklamak (mısır tanelerini), buğdayı başağından ayırmak; bombardıman etmek, gülle yağdırmak. shell out argo (para) vermek.

Turkish » English Top
Shell Shell

English » Turkish Indirect results Top
band shell
  • {N} deniz kabuğu şeklinde sahne
soft-shell crab
  • {N} yengeç: kabuksuz yengeç
hard-shell Hear! {'hɑ:rdʃel}
  • {A} sert kabuklu, kabuklu, sabit fikirli, bağnaz
scallop shell {'skɒləpʃel}
  • {N} tarak kabuğu, deniz kabuğu, tarak kabuğu şeklindeki kap
sea shell {'si:ʃel}
  • {N} deniz kabuğu
oyster shell
  • {N} istiridye kabuğu
shell egg
  • {N} taze yumurta
shell game
  • {N} aldatmacalı üç kabuk oyunu, üçkâğıtçılık
shell out
  • {V} ödemek, paraları sökülmek
shell shock {'ʃelʃɒk}
  • {N} savaş bunalımı, savaştan kaynaklanan ruhsal çöküntü
snail shell
  • {N} salyangoz kabuğu, sümüklüböcek kabuğu
star shell {'stɑ:rʃel}
  • {N} işaret fişeği
tracer shell
  • {N} izli mermi
band shell açık havada çalan müzik topluluklarını koruyan yarım küre şeklindeki önü açık duvar.
bearing shell yatak kovanı
come out of one´s shell açılmak, suskunluğu bırakmak.
electron shell elektron kabuğu
electron shell elektron kabuğu
go into one´s shell kabuğuna çekilmek, susup insanlarla konuşmamak.
inner shell electron iç kabuk elektronu

Turkish » English Indirect results Top
Windows Shell Genel Dll'li Windows Shell Common Dll
Windows Shell kitaplığı Windows Shell library