English » Turkish |
Top |
bleed |
{bli:d}
- {V} kanamak, kan kaybetmek, akmak (boyası), kan almak, kan ağlamak, kanını emmek, para sızdırmak, boşaltmak (sıvı, gaz)
|
|
|
bleed |
f. (bled) 1. kanamak. 2. k. dili acımak, kan ağlamak: My heart bleeds for the victims of the drought. Kıtlık kurbanları için içim kan ağlıyor. 3. k. dili kanını emmek, insafsızca sömürmek, iliğini kemirmek: The bank´s high interest rates are bleeding the farmers in this area. Bankanın yüksek faiz oranları bu yöredeki çiftçilerin iliğini kemiriyor. 4. hacamat etmek/yapmak. |
|
bleed |
f.kan kaybetmek, kanamak, kanı akmak; akmak, solmak (boya); su boşaltmak; matb. sayfanın kenarına kadar basmak; bitkilerin özü gibi akmak; kan ağlamak, çok kederli olmak; k.dili para çekmek, sızdırmak. bleeder
i. tıb. hemofili hastalığı olan kimse . |
|
bleed |
bleed
blid
Fiil [D] bled
* kanamak.
* acımak, kan ağlamak:
My heart bleeds for the victims of the drought.
Kıtlık kurbanları için içim kan ağlıyor.
* kanını emmek, insafsızca sömürmek, iliğini kemirmek:
The bank's high interest rates are bleeding the farmers in this area.
Bankanın yüksek faiz oranları bu yöredeki çiftçilerin iliğini kemiriyor.
* hacamat etmek/yapmak. |
|
bleed |
kan kaybetmek, kanamak, kanı akmak; akmak, solmak |
|
|
English » Turkish Indirect results |
Top |
bleed smb. |
|
|
bleed to death |
|
|
air bleed |
hava memesi |
|
air bleed duct |
hava boşaltma borusu |
|
make one´s heart bleed |
-in kalbini kırmak, -i üzmek. |
|
make one's heart bleed |
* - in kalbini kırmak, -i üzmek. |
|
air bleed |
hava memesi |
|
air bleed duct |
hava boşaltma borusu |
|
carburettor idle air bleed channel |
karbüratör rölanti memesi hava tahliye kanalı |
|
Bleed marks |
Kenar taşması işaretleri |
|
bleed smb |
para sızdırmak |
f. |
bleed to death |
kan kaybından ölmek |
|
air bleed |
hava memesi |
[tech.] |
air bleed duct |
hava boşaltma borusu |
[tech.] |
carburettor idle air bleed channel |
karbüratör rölanti memesi hava tahliye kanalı |
[tech.] |
|
|