İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
couch |
{kaʋtʃ}
- {N} kanepe, sedir, divan, muayene sediri, in, astar boya, ayrık otu
- {V} ifade etmek, söylemek, mızrağı indirmek, nakışlamak, kataraktı tedavi etmek, arpayı çimlenmeye bırakmak, yatmak, ininde uyumak, çömelip beklemek, pusuya yatmak
|
|
|
couch |
f. ifade etmek, beyan etmek; ima etmek; yatırmak; indirmek; pusuya yatmak. He couched his demand in respectful words. Talebini hürmetkâr bir lisanla arzetti. |
|
couch |
i. sedir, kanepe, divan, yatacak yer; in, vahşi hayvan barınağı. couch grass ayrık otu, (bot). Agropyron repens. |
|
couch |
i. kanepe, sedir, divan. |
|
couch |
f. ifade etmek, beyan etmek. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
couch grass |
{'kaʋtʃgræs}
|
|
studio couch |
- {N} çekyat, yataklı kanâpe
|
|
backless couch |
arkasız kanepe |
|
studio couch |
kanepe |
|
couch grass |
ayrık otu |
i. |
studio couch |
çekyat, yataklı kanâpe |
i. |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
couch potato |
1. an idler who spends much time on a couch. 2. What Mom finds under the sofa cushions after the kids eat dinner . 3. What Mom finds on the sofa during Dallas Cowboy games . . a slang phrase to describe someone who watches many hours of TV. . an idler who spends much time on a couch . |
|
|
|