İngilizce » Türkçe   | 
				Yukarı   | 
			 
			
				
							
								| disgrace | 
								  {dıs'greıs}
 - {N} rezillik, utanç, ayıp, rezalet, yüz karası, gözden düşme
 - {V} utandırmak, rezil etmek, gözden düşürmek
 
  | 
								 | 
							 
							
								| 
 | 
							 
							
								| disgrace | 
								f. itibardan düşürmek,  gözden düşürmek; rezil etmek. | 
								 | 
							 
							
								| disgrace | 
								i. gözden düşme, itibardan  düşme; ayıp, rezalet, yüz karası, utanç. be in  disgrace gözden düşmüş olmak, utanç verici  bir durumda olmak. be a disgrace to  someone birinin yüz karası olmak. disgrace  ful
   s. çok ayıp, utanç verici, rezil. disgrace  fully
   z. utanılacak bir surette, rezilâne. | 
								 | 
							 
							
								| disgrace | 
								i.  1. gözden düşme, itibardan düşme.  2. rezalet, yüzkarası.
   f.  1. itibardan düşürmek, gözden düşürmek.  2. rezil etmek. | 
								 | 
							 
							
								| disgrace | 
								dis.grace
dîsgreys'
İsim
   * gözden düşme, itibardan düşme.
   * rezalet, yüzkarası.
Fiil
   * itibardan düşürmek, gözden düşürmek.
   * rezil etmek. | 
								 | 
							 
				  | 
			 
 
 
	
				
					  İngilizce » Türkçe   İlişkili Sonuçlar | 
					Yukarı   | 
				 
				
					
									
									| be in disgrace with | 
									 | 
									 | 
								 
								
									| bring disgrace on smb. | 
									- {V} utandırmak, rezil etmek
 
  | 
									 | 
								 
								
									| disgrace oneself | 
									- {V} çam devirmek, kendi kendini rezil etmek, gaf yapmak
 
  | 
									 | 
								 
								
									| be a disgrace to | 
									-in yüzkarası olmak. | 
									 | 
								 
								
									| be in disgrace | 
									gözden düşmüş olmak. | 
									 | 
								 
								
									| be a disgrace to | 
									   * -in yüzkarası olmak. | 
									 | 
								 
								
									| be in disgrace | 
									   * gözden düşmüş olmak. | 
									 | 
								 
								
									| be in disgrace with | 
									gözünden düşmek | 
									f. | 
								 
								
									| bring disgrace on smb | 
									utandırmak, rezil etmek | 
									f. | 
								 
								
									| disgrace oneself | 
									çam devirmek, kendi kendini rezil etmek, gaf yapmak | 
									 | 
								 
					  | 
				 
	 
	 
	 |