İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
dock |
{dɒk}
- {N} dok, gemi havuzu, tersane, rıhtım, yük rampası, kesinti, kuyruğun kemikli kısmı, kısa kesilmiş kuyruk, eyer kuskunu, sanık yeri (mahkemede), karabuğday benzeri bir ot
- {V} doka çekmek, uzayda başka gemiye kenetlemek, rıhtıma yanaşmak, uzayda kenetlenmek, kuyruğunu kısaltmak, kesmek, kısaltmak, azaltmak
|
|
|
dock |
f. 1. (kuyruğunu) kısaltmak, kesmek. 2. (ücretten) kesmek. |
|
dock |
i. 1. iskele, rıhtım. 2. havuz, gemi havuzu, dok. 3. huk. sanık yeri.
f. 1. rıhtıma yanaşmak. 2. havuza çekmek; havuza girmek. |
|
dock |
i.
f. (zool). hayvan kuyruğunun etli kısmı;
f. kuyruğunu kesmek; ücret, indirmek. |
|
dock |
i. mahkemede sanık yeri. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
be in the dock |
|
|
graving dock |
{'greıvıŋdɒk}
- {N} yer: kalafat yeri, havuz: kuru havuz
|
|
put in the dock |
- {N} suçlamak, töhmet altında bırakmak
|
|
Where is the dock? |
|
|
dock dues |
{'dɒk,du:z}
- {N} dok ücreti, rıhtım ücreti
|
|
dock worker |
{'dɒk,wɜ:rkər}
- {N} liman işçisi, tersane işçisi
|
|
scene dock |
{'si:ndɒk}
|
|
wet dock |
|
|
Dock Change |
Yuva Değişikliği |
|
dry dock |
den. kuru havuz. |
|
floating dock |
yüzer havuz. |
|
patience dock |
bot. labada. |
|
dry dock |
Denizcilikle ilgili
* kuru havuz. |
|
floating dock |
* yüzer havuz. |
|
patience dock |
botany
* labada. |
|
dry dock |
kuru havuz |
|
graving dock |
kalafat havuzu |
|
dry dock |
kuru havuz |
|
dry dock caisson |
kuru havuz kapağı |
|
Dock Aux |
Dok Eklentisi |
|
|
|