• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

İngilizce » Türkçe Yukarı
dust Dinle! {dʌst}
  • {N} toz, toz toprak, çiçek tozu, pudra, kemik kalıntıları, para, mangır
  • {V} tozunu almak, silkmek, serpmek, pudralamak
dust i.
1. toz.
2. toprak.

f.
1. toz serpmek: dust a cake with sugar keke şeker serpmek.
2. tozunu almak; fırçalamak: She is dusting the furniture. Mobilyanın tozunu alıyor.
dust f. toz serpmek; toz almak, fırçalamak, tozunu silkmek; toz haline getirmek; tozlanmak.
dust i. toz; toz halinde herhangi bir madde; çiçek tozu; toz bulutu; toprak; çöp, değersiz şey, hiç; küçültücü durum; karışıklık. dust bowl kuraklık yüzünden toz fırtınalarına maruz kalan bölge.dust cover eşyaları tozdan korumak için yapılan kılıf. dust devil bazen kurak bölgelerde görülen küçük toz fırtınası. dust jacket kitabın cildini koruyan ikinci bir kap kitap kabı. dust storm kum fırtınası, toz fırtınası. bite the dust ölmek, özellikle savaşta ölmek; yenilgiye uğramak, başaramamak. Iick the dust ölmek; küçük düşmek. shake the dust from ones feet terk edip gitmek, kararlı olarak ayrılmak. throw dust in ones eyes aldatmak, yanıltmak.
dust dust d^st İsim * toz. * toprak. Fiil * toz serpmek: dust a cake with sugar keke şeker serpmek. * tozunu almak; fırçalamak: She is dusting the furniture. Mobilyanın tozunu alıyor.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bite the dust
  • {ID} ölmek, düşüp ölmek
cloud of dust
  • {N} toz bulutu
Dust Bowl {'dʌstbəʋl}
  • {N} bölge: kuraklık bölgesi, çöle dönmüş arazi
whirl up dust
  • {V} toz kaldırmak
dust-cart {'dʌstkɑ:rt}
  • {N} çöp arabası
dust cloth
  • {N} toz bezi
dust-coat {'dʌstkəʋt}
  • {N} toz pelerini
dust cover {'dʌst,kʌvər}
  • {N} kılıf, kitabın kağıt kabı
dust jacket {'dʌst,dʒækıt}
  • {N} kitabın kağıt kabı
dust storm {'dʌst,stɔ:rm}
  • {N} tozkoparan fırtına
gather dust
  • {V} tozlanmak
gold dust {'gəʋld,dʌst}
  • {N} altın tozu
dust smb.'s jacket
  • {ID} dövmek, tozunu almak
lick the dust
  • {V} yerlerde sürünmek, kendini alçaltmak, öldürülmek
return to dust
  • {V} toprak olmak, ölmek
star dust
  • {N} yıldız tozu, parlak yıldız kümesi
after the dust has settled
1. toz dağıldıktan sonra.
2. ortalık sakinleşip herkes kendine geldikten sonra, ortalık yatıştıktan sonra.
airborne dust asılı toz
dust cover/jacket şömiz, ceket.
Dust has settled on everything. Her şey tozlandı.